Takvimler 19 Mayıs 2019’un ilk saatlerini gösterdiğinde gökyüzünde Akrep burcunun 27. derecesinde bir dolunay gerçekleşecek. BOĞA burcundaki GÜNEŞ, sahip olmak, değer vermek, değer verdiğini paylaşmamak adına sıkı sıkı elimizde tuttuğumuz, değerli bulduğumuz tüm şeyleri güvenli alanlarda tutmayı hedeflediğimizi gösterirken; tam karşısındaki AKREP burcundaki AY ise; Güneş in bu arzularının “güvensizlik, ihanet, kıskançlık, manipülasyon ve hırs ile tutku karışımı büyük duygusal enerjinin” çeşitli risklerle sınanacağını, hali hazırda değişimin kapıda olduğunu anlatıyor.

AY Akrep burcunda zararda kabul edilir zira tam karşısındaki Boğa burcunda doğasının en verimli yönlerini ortaya çıkartırken, Akrep burcunda yer aldığında AY ın ifade ettiği beslenme – besleme, korunma- koruma, duygusal güvence, doyum ve mutluluk , aile- yuva- annemiz- anneliğimiz gibi konularda aşırı uçlarda gidip gelen duygu durumumuzun çeşitli düzeylerde krizler yaşatabileceğini anlatır. Sevgiden nefrete ulaşan duygusal skalada bir uçtan bir uca savrulma ihtimalimiz vardır. Sevgimizle karşımızdakine nefes aldırmayacak kadar boğucu olmak kadar, korku ve güvensizlikler nedeniyle sağlıklı duygusal bağlantılar kuramamak da çok mümkündür Ay’ın Akrep burcunda bulunduğu zamanlarda.

Akrep burcunun sembolizması içerisinde duygusal krizler vardır. Dolunay zaten başlı başına gerilim dozunun yükseldiği zaman dilimidir. Artan huzursuzluk, henüz oluşmayan koşulların yarattığı vesvese ve buna eşlik eden stres; halihazırda olan biten şeyleri kabullenmenin zorluğu ve buna bağlı kontrol, manipülasyon, baskı ve duygusal bağımlılık durumları yine Ay Akrep işaretinin içerisindedir.

Gelelim bu dolunay anının gökyüzünden biz yeryüzündekilere ulaştırdığı mesajlara;

Anın haritasında Oğlak burcu yükselmekte ve yükselenin yöneticisi SATÜRN haritanın ilk evinde; Plüton ve güney düğüm ile kavuşum halinde, Boğa burcundaki Merkür ile uyumlu bir açıda. Yani; odaklı bir zihinsel sürecin içerisinden geçmekteyiz. Derin derin düşünceler kaplamış da olabilir aramızdan bazılarını. Ne yapmalı ne etmeli ki bu içinden geçtiğimiz süreci en az hasarla geçirebilelim. Her ne kadar Ay ile Merkür arasındaki karşılıklı restleşme gergin bir enerji yaratsa da; mantığımız ile duygularımız arasında sıkışmışlık hissetsek de metodik düşünebilen, konsantre olabilen, sabırlı ve olgun düşünebilen adına bu görünümün sert bir etkisi olmayacaktır.  CAPULUS yıldızı ile etkileşimde olan MERKÜR düşüncelerimizi tek bir konuda odaklayabileceğimizi, keskin bir zeka sergileme becerimiz olabileceğini ama bodoslama her konuya atmadan, fazlaca irdelemeden, ince eleyip sık dokumadan bir konuda yargıda bulunmamamız gerektiğini anlatmakta. Ani verilen kararlar, bir hırsla söylenen sözler, akıl süzgecinden geçmeyen ama özellikle de adına “el alem” denilen görünmez ama bir o kadar da etkili insan güruhunun tuzağına düşen aklımız bu süreçte bizlere mutlak sorun yaratabilir, dikkatli olmakta fayda var.

Dolunayda dizpozitör olan gezegen MARS ve o da Yengeç burcunda. Bunun anlamı da eylemlerimizde, kararlarımızda ve cesaret gerektiren anlarda sergileyeceğimiz tavırlarımızda etkili olan durumun aslında duygusal alt yapımız olduğudur. Mars Yengeç burcunda klasik astroloji kurallarına göre düşük kabul edilir zira Yengeç burcunun hassas ve duyarlı doğası, tepkisel ve ani gelişen durumlarda sağı solu belli olmayan MARS gezegeni için doğal bir ortam oluşturmaz. Ruh halinde oluşan dalgalanmalara göre hareket eder kişi çoğu zaman, duygusal nedenlerle de kişi kendini bastırabilir, eyleme geçmekte, karar vermekte zorlanabilir.  Anın haritasında Yükselene sert açı yapan Mars, şartları duygusal nedenlerle zorlayabileceğimizi, aceleci, sabırsız, buyurgan ve sinirli davranabileceğimizi, böylece de şimşekleri üzerimize rahatlıkla çekebileceğimizi anlatıyor. Kaza ve sakarlıklara dikkat etmekte de fayda var. Ve fakat bu gökyüzü tablosunda AY ve MARS birbirine arka çıkıyorlar, karşılıklı olarak birbirlerini ağırlayarak. Bu iyi bir şey 🙂 Mars Akrep, Ay da Yengeç gibi davranma kapasitesine sahipler aslında. Yılmadan büyük bir cesaretle çaba gösterip sonuca çok da rahatlıkla gidebiliriz. İş bitirici, “belli bir amaca yönelik” davranışlar, buna bağlı kararlar olumlu sonuçlar doğurabilir.

Gökyüzünün ki iyicil gezegenlerinden büyük iyicil JÜPİTER Yay burcunda; küçük iyicili VENÜS Boğa burcunda bulunuyor ve üstelik bu iki gezegenin orta noktası dolunaya eşlik ediyor. Bunun anlamı dolunayın devamındaki günlerde hiç beklemediğimiz bir anda, belki de sürpriz bir şekilde (Jüpiter/Uranüs orta noktası aktifleşiyor :))  mutluluk verecek olaylar yaşanma ihtimali çok mümkün görünüyor. Hayatımızda çoktan miadını doldurmuş olay, kişi ya da durumların çıkmasına izin verdiğimiz, değişime direnç göstermeyip; yeni gelenlere umut ve iyi niyetle kucak açtığımız, çoğunlukla korku ve güvensizliklerimiz nedeniyle zamanında oluşturduğumuz ve şimdi de kendi gerçeğimiz haline getirdiğimiz duygu durumlarımız ile vedalaşma cesaretini gösterebilirsek bu dolunay hepimize kendi şifasını da beraberinde sunacaktır.  İçimizdeki en ilkel dürtülerle onu bunu kıskanmayı, haset etmeyi bıraktığımızda, kendimiz için yapabileceğimiz en iyi şeyleri yaparak gerisini de sabırlı bir tevekkül hali ile kabule geçebilirsek bu dolunay bizlere iyi bile gelecektir diye düşünüyorum.

Akrep sembolizmasının içerisinde karanlıklar, ölüm, güç ve acizlik deneyimleri yer alır ama tüm bunlar yaşama karşı değildir, bizatihi ölümün karşısında yaşamı, bitişin karşısında başlangıçları hedefler. Yaşamda ilerlemek adına bazen bitmesi, sonlanması gerekenleri bulup, kesip atarak aslında ölüme değil yaşama hizmet etmektedir Akrep Burcu. Hepimiz yaşadık… Yaşıyoruz da zaten… hayatımızda pek çok kez yeni baştan doğmanın sancısını çektik illa ki bir konuda… Sert bitişlerin ardından yeni baştan başlamak zorunda kaldık. Kızdık, gücendik, “neden ben” diye sorguladık, kabul etmekte zorlandık bazen olan biteni… Sonra ne oldu peki bi düşünün? Önceki halimizden daha hafif, daha dinamik ve daha arınmış olarak devam etmedik mi yolumuza? Üstelik de bunlar ruhumuzun olgunlaşması adına bize eşsiz birer sınav aracı olmadı mı? En büyük zaaflarımızın ve zayıflıklarımızın aslında bizim en büyük gücümüz olabileceği gerçeğini keşfetmedik mi? İşte bu Akrep burcundaki dolunay da bizlere önümüzdeki süreçte çok sert bitişleri, bitmesi zaten gerekli olanları, bir amaca hizmet etmeyen ve fakat bize köstek olan pek çok şeyi ayan beyan gözümüzün önüne serecek ve ardından da yapılması gerekenleri kendimiz bulup yapacağız…

   “Bizi gömmeye çalıştılar ama bir tohum olduğumuzu bilmiyorlardı.”

(Meksika Atasözü)

Akrep burcundaki dolunay, kişisel doğum haritasında sabit burçlarda (Kova- Aslan- Boğa) gezegen yoğunluğu olanlar adına bir tür deri değiştirme, yaşam içerisinde değişim zorunluluğunun artık kapıya kadar geldiğinin, hesapları bir şekilde kapatma gerekliliğinin habercisi olacaktır. Elbette her zaman dediğim gibi her doğum haritası kişiye özeldir, her birimiz kendi doğum haritamızın potansiyelleri kadar etki alır, tepki veririz. Fakat şu gerçektir ki doğum haritalarımız dinamiktir, gelişim ve ilerlememiz adına da mesajlarını  iletir bizlere.

Akrep, Yengeç, Balık burcunda gezegen ve özel noktaları olanlar ise uzun zamandır yüreklerini sıkıştıran olayları hafifletebilecek türden olaylar yaşama potansiyeline sahipler. Duygusal olarak güçlenebilirler, fikirleri çok daha odaklı ve amaca yönelik olabilir. Koç, Terazi ve Oğlak burçları adına bu süreç ruhsal ve bedensel sağlık konularını, iş ve finans konusu ile ilgili olduğu kadar maddi anlamda yönetmeleri gereken önemli süreçlerin içerisinden geçebilirler.

Önümüzdeki günlerin hepimiz adına en gerekli gördüğümüz hayat alanlarımızda, cesurca ve yerinde hamleler yapabildiğimiz, hem kendimiz hem de yaşamımızı paylaştığımız tüm kişiler adına eşit ve hakkaniyetli davranabileceğimiz güzel gelilşmeler yaşanmasını dilerim…

Sevgi ve ışıkla, gökyüzü rehberimiz olsun….

Hülya DEĞER  Dip. ASA, APAI