Yeni yılın ilk dolunay 2 Ocak Salı günü sabah saatlerinde gerçekleşiyor. YENGEÇ burcundaki AY ile, OĞLAK burcundaki GÜNEŞ karşı karşıya geliyorlar. Anın haritasında 8. alanda gerçekleşen dolunay maddi ve manevi ihtiyaçlarımıza, güce sahip olma isteğimize, kötülüğü ve fenalıkları fark ettiğimiz ya da bir o kadar da zayıflıklarımızı, aciz hallerimizi, zaaflarımızı, hatalarımızı fark ettiğimiz durumlara işaret ediyor. 8. ev astrolojik olarak başkalarının sahip oldukları kaynaklar demektir, paylaşarak alabileceğimiz her şey bu alanın konusudur, miras, vergi, sigorta, burs gibi, eşimizin ya da ortağımızın parası gibi. Değişim karşısında direncimizdir aynı zamanda bu alan. Her türlü derinliği kapsar, özellikle de ruhsal derinlikle ilintilidir. En gizli, karanlıkta kalmış derin arzularımızı da bu alandan görebiliriz. YENGEÇ burcunda, kendi yönettiği burçta güçlü durumda bulunan AY işte tüm bu saydığım konularda “güven” içerisinde olmak istiyor. Güvence arayışımız, kendimizi tıpkı bir annenin şevkatli ve besleyici kolları ile sarıp sarmalanmış gibi hissetme ihtiyacımız ile; hayatın katı ve somut gerçekleri, toplumsal yaşamdaki işimiz, mesleki uğraşılarımız ve bu alandaki konumumuzu, bu konuma bağlı olarak da maddi kazanımlarımızı sorgulatır cinsten bir dolunay deneyimleyeceğiz.
Su elementindeki AY ile, toprak elementindeki GÜNEŞ’in birbirine karşıt duruşu; yaşamlarımıza dair koşullarda sağlam, kalıcı, tutarlı zeminler üzerinde bir şeylerin artık yapılandırılması, yeni baştan inşaa edilmesi zamanının geldiğini tüm çıplaklığı ile gözler önüne seriyor. Yaşam bize “büyüyüp, olgunlaşıp, sorumluluk almamızın” zamanın geldiğini anlatır gibi.
İstanbul’a göre çizilen haritada yükselen de AKREP burcunu görürken, Ankara’ya göre çizilen haritada yükselende YAY burcunu görüyoruz ancak her iki durumda da ortak olan şey şu ki; yükselende hangi burç yer alırsa alsın her iki durumda da yükselenin yöneticisi olan gezegenler haritanın 12. evinde ve kavuşum halindeler. Bu da dış dünyada kendimizi ve temel motivasyonlarımızı sergilemek, göstermek konusunda zorlanabileceğimizi anlatıyor. Mars ve Jüpiter’in 12. evdeki kavuşumu; abartlılı riskler alabileceğimize, boyumuzu aşan durumların içinde kendimizi bulabileceğimize işaret etmekte. Düşüncesizlikle aldığımız kararlar ve yapabileceğimizden fazlasını vaad ettiğimiz durumlar konusunda dikkatli olmamız gerekiyor. Sanırım bu kombinasyonın en güzel yönü ise kendi inandığımız, değer verdiğimiz şeyleri büyütmek adına mücadele vermek, kendi “özümüze” olan inancın vereceği cesareti büyütmesi. Bunun olabilmesi için de bir anlamda inzivaya çekilerek, içimize dönerek bir iç gözlem, iç hesaplaşma ve vicdan muhasebesi yaparak, elimizde ne var? ne yok? Neyi, nereye dek yapabiliriz? Kendi değerimizi ve hak ettiklerimizi kazanabilmek için şimdi nelerden fedakarlık edebiliriz? sorularını tarafsızca düşünüp, cevap bulmak ve bu cevapların üzerinden de geleceğimize doğru adım atmak için gereken içsel cesareti kazanabilmek mümkün görünüyor. İmkansızlıklar içerisinde bile çözüm üretmek olası, ancak bunun olabilmesi için de bize zarar veren ve artık işlevini yitirmiş olan şeyleri elden çıkartmaya, değiştirmeye hazır durumda olmamız hatta gönüllü olmamız gerekiyor.
Oğlak burcunda sadece Güneş bulunmuyor gökyüzünde; Plüton, Satürn, Venüs de Oğlak burcunda bulunuyor ve AY; dolunay gerçekleşmeden hemen önce Venüs ile karşıt yapıyor, hemen sonrasında ise Neptün ile üçgen açı yapıyor. Sakinliğini koruyabilen, hayallerini gerçeğe dönüştürmek adına çaba gösteren ama bunu yaparken de sadece kendini düşünmeyip, empati yapabilen, vicdan terazisini doğru tartanlar, olanı olduğu şekli ile kabule geçip, sabırlı ve tevekkül halinde bir kabullenicilikle davranabilenler dolunaydan sonraki süreci daha rahat geçirebilirler. Zira AY, Neptün ile üçgen açıdan sonra PLÜTON ile karşıt açı yapacak. Duygusal değişime direnç bu karşıt açının tipik özelliği olduğu için de sanırım pek çok kişi için dolunayın asıl zorlayıcı açısı bu alacak. Büyümemiz, aklı başında hareket etmemiz, duygusal krizlerle beslenmek yerine olgun bir insanın yapması gerekeni yapıp duygularımızın ve arzularımızın girdabına kapılmadan, acizliklerimizden, zayıflıklarımızdan sıyrılmamız gerekiyor.
Maddi durumlara da vurgu yapan bu dolunayda, VENÜS’ün genel olarak parayı ve değer kavramımızı da sembolize etmesi nedeniyle dikkatle incelemek lazım. Şu an GÜNEŞ’ten önce doğan VENÜS 10 Ocak 2018 de Güneş ve Plüton ile kavuşum yapacak, ardından da sonraki günlerde Güneş’ten sonra doğmaya başlayacak. Venüs’ün Güneşten önce doğması yani sabah yıldızı olarak gökyüzünde belirmesi pek hayra alamet değilken; güneşten sonra doğması yani akşam yıldızı olarak gökyüzünde belirmesi daha barışçıl ve daha olumlu temaları destekler niteliktedir.
Demek ki 10 Ocak tarihine dek olan süreçte maddi ve manevi değerlerimiz, ilişkilerimiz ve onlar içindeki rollerimiz adına kendimizi yenilemek, değişime direnç göstermeden, bırakıp sadeleşip, daha rahat hareket edebilir hale gelebilmek adına yaşamdaki safraların atılması gerekiyor. 17 Ocak’ta Oğlak burcunda gerçekleşecek Yeniay ve devamındaki günlerde daha sağlım adımlar atabilmek için; şimdi içinden geçtiğimiz dönemde hem ruhsal olarak hem de fiziksel düzlemde bir takım finallere gönüllü olarak nokta koyabilmeyi başarmamız gerekiyor. Gölgelerimizi inkar edip, ondan kaçmak yerine; onlarla yüzleşip, artık büyüyüp, olgunlaşıp, sorumluluk almamız gerekiyor hepimizin.
Dilerim ki içimizdeki karanlık, kuytu köşelere yer edinmiş tüm negatif inançlarımız ve kişiliğimizin gölge yönleri dolunayın parlak ışığında aydınlığa kavuşsun, şifa ile dönüşsün… Tanrılar Okulu gibi muhteşem bir kitaba imza atan Stefano D’anna nın da dediği gibi; önümüzde gelecek varken geçmişimizle uğraşmayalım ama geleceği de “eski” bir geçmiş yaratmak için yaşamayalım, onu şekillendirip, biçim verelim ve böylece geçmişimizin tekrarına düşmeyelim….
Sevgi ve ışık ile gökyüzü rehberimiz olsun….
HÜLYA DEĞER Dip. ASA