
16 Ekim Cuma günü Terazi burcunun 23. derecesinde yeni bir ayın doğumuna şahitlik edeceğiz. Gökyüzünde halden hale geçen AY; bir yeniay oluyor; hayat bahçemize yepyeni tohumlar ekme adına vesile oluyor, bir dolunay haline bürünüyor görmekte zorlandığımız, anlayamadığımız konulara ışığını yansıtarak görünür hale getiriyor. Yeryüzünde yaşayan bizler için de birer vesile elbette bu döngünün yansımaları, gelişimimiz adına ya da hayatın ritmini bi şekilde yakalamak adına.
Terazi burcunda gerçekleşiyor Yeni Ay. Uyumun, zarafet ve diplomasinin, estetik ve hoşluğun burcunda. Güneş ve Ay iç içe geçmiş; hiç bir şeyin şok etmediği, tuhaflaşıp düzensizleşmediği, rahatsızlık vermediği ve canımızı sıkmadığı Terazi burcunun o zarif elbisesine bürünmüşler. SPİCA yıldızı ile kavuşum yapmış olmaları da cabası zira bu özel yıldız çok şanslı doğadadır ve 1.kadiriden, en parlak olan yıldızlardandır. Ve fakat keşke yeniaya dair diğer göstergeler de bu yıldız kadar parlak olsaydı ama ne yazık ki pek değil.
Yeniay, Satürn-Jüpiter-Plüton üçlüsünden veto yerken tam karşıdan da retro Mars sert enerjilerle göz kırpıyor. ÖNCÜ T-KARE değimiz türden bir motif var gökyüzünde ve bizlerden “başlatma” enerjisini talep etmekte. Bu başlangıç ruhumuzun madde planında deneyimleyeceği yeni durum ve koşulları anlatırken APEKS durumundaki OĞLAK burcunun tam karşısındaki YENGEÇ burcu enerjilerin boşaltım noktası olacak. Evimiz, ailemiz, yuvamız, çoluk çocuğumuz ve sevdiklerimizle oluşturduğumuz güven arayışımızın yoğun olduğu noktalar olacak. Hayatımızın tam bu içinden geçtiğimiz sürecinde “nasıl bir başlatma-temel oluşturma- inisiyatif alma” durumunda olacağımız görünüşe göre oldukça zorlayıcı olacak. Yeniayın yöneticisi durumundaki VENÜS e baktığımızda zaten rahat etmediği Başak burcunda ve bir yandan NEPTÜN ile karşıtlık enerjisi çalıştırıyor. Belki Venüs’e destek dizpozitörü durumunda olan MERKÜR’den gelir diye baktığımızda ise Akrepte retro yaparken URANÜS ile karşıt enerjide çalışıyor. Velhasıl kelam nedir mi tüm bu olan bitenin özeti?
İlişkilerimiz… Biten ilişkilerimiz… Yeni bir adım atarak başlatmayı düşündüğümüz ilişkilerimiz…. Anne babamıza onaylatmaya çalıştıklarımız, bucak bucak saklı gizli yaşadıklarımız, bir yalanın üzerine kurulanlar ya da boş hayallerle kendimizi avuttuğumuz ilişkilerimiz….Kim nasıl bir ilişki yaşıyorsa işte şimdi MİZÂN zamanı yani hesaplaşıyoruz…Terazinin nerede dengesi bozulmuşsa, hangi konularda ayarı kaçmışsa onu belli bir dengeye oturtma zamanındayız artık. (Mizan: terazi burcunun Arapçasıdır) En çok da kendi içimizde hesaplaşacağız ve zaten retro çalışan gezegen etkileri bizden ister istemez eski defterleri açtıracak. Dilimizin ayarı olmayacak bazen, Merkür deki akrebin zehri akacak çoğu zaman, ya da korku ve güvensizlikle davranıyor olmaktan, aslında elimizi uzatıp tutup alacağımız şeyleri bilinçsizce kendimizden uzaklaştıracağız. Düşmeden alınan kararlar başımıza iş açacak belki de zira her zamankinden daha tahammülsüz ve aceleci olmak mümkün. Soğuk, katı, güvensiz ve manüple edile edile aşınmış yanlarımız devreye girecek bazen Satürn-Plüton-Jüpiter üçlüsünün karesi ile. Gerçekten zor bu etkiler altındayken sağlam çıkabilmek, dimdik ne istediğini anlatabilmek hele ki VENÜS-NEPTÜN karşıtlığı ile ilişkide sisli puslu yollarda yolunuzu kaybetmişseniz, bir yalanın peşine takılmış ve boş bir hayalin ardına düşmüşseniz. Bir ilişkiyi sonlandırmayı ama nasıl yapacağınızı tam anlamı ile bilmiyorken.
Ben elime aldığım astroloji haritalarında orta noktalara muhakkak bakmayı tercih eden bir astroloğum. Seviyorum gezegenlerin kendi aralarında oluşturduğu motifleri ve yorumları uzun tutmak yerine bazen tek bir orta nokta neredeyse tüm haritayı özetliyor.
Bahsettiğim bu nokta SATÜRN-PLÜTON orta noktası ve tam da Yeniay derecesi ile birlikte tetikleniyor yani aynı anda rezonansa girerek bize bir şey söylüyor; “Eski dediğin artık gerçekten de eskide kaldı; bir şeyler tekrarı mümkün olmayacak şekilde geride kalmalı ve ölümüne sürdürdüğün, inatla devam ettirmeye çalıştığın tüm statüko yıkılıyor, bu arada senin için en gerekli olanları kabul etmekte de zorlanıyorsun. Yeniaylar yeni başlangıçları anlatır ama bu başlangıçlar belki de çoktandır vermen gereken zor kararların başlangıçlarını anlatıyor bu defa.
Büyük ve çok önemli zorluklar, işsiz kalmak, boşanmalar, büyük çaba ve emekler ile yapılan şeylerin şimdi elden kayıp gidiyor olması, ortaklıklarda yol ayrımları, çocuklar ve ev- yerleşim konularında güçlü değişimler tetikleniyor anın anlattığına göre. Bu nokta her birimizin “İZAN” yani anlama- algılama geliştirmemiz gereken bir nokta zira bu yaşamda “kaderle” karşı karşıya olduğumuz anlarda doğum haritalarımızda muhakkak Plüton devrededir. Kişinin yaşadığı önemli kırılma anlarında devrede olan Plüton enerjisi, onun farkındalık düzeyine göre neyi, neden yaşadığı ve sonucunda da nereden ne yöne evrimleşmesi gerektiğinin altını kalın kalın çizer.
Hayatla tanışma, hayatın size bir şeyleri zor yollardan öğretmeye çalıştığı noktadır SATÜRN/PLÜTON orta noktası. Ve gerçekten önümüzde sorun adı altında nitelendiren her ne varsa tek tek çözene dek de konuya odaklı müthiş bir efor göstermemiz gereklidir. Konu başlığımız belli : İlişkiler, ortaklıklar, ev ve yerleşimle ilgili konular, aile içindeki iletişim. Terazi burcunun doğası “ben” değil artık “biz” dir.
Biz ikimiz birlikte ne yapabiliriz? Varsa sorunlarımız birlikte nasıl bir çözüm üretebiliriz? Bizi güvenli bulduğumuz konfor alanlarımızın çıkmaya zorlayan dış koşullar ile birlikte nasıl mücadele edebilir, nasıl el ele çıkış kapısını bulabiliriz? Ya da öyle bir çıkış var mı gerçekten?
Yeniay yeni başlangıçların tohumunu içerisinde barındırıyorsa eğer biz ikimiz el ele verip hayat bahçemize ne ekelim ki, neyi emek vererek büyütelim ki bir sonraki süreçte (Bu zamanki başlangıçlarınız, kararlarınız, adımlarınız 31 Ekim’deki Boğa burcunda Dolunayda gözler önüne serilecek) ektiklerimizin meyvelerini yiyelim?
Kararlıysam artık benim elimi tutmaktan vazgeçmiş kişi ile yollarımı ayırmaya; kırılmışsa kalbim, boş bir hayalin peşindeysem ve uyanmışsam artık, kendi yoluna gitmeye karar vermiş biri varsa ya da yaşamımda; çirkinleşmeden, ucuzlaşmadan, insana yakışır şekilde nasıl yolumu ayırabilirim? En az hasarla nasıl kendimi yeniden hayata katabilirim? Sanırım bu Yeni ayın kendimize sormamız gereken sorular bu çerçevede şekillenecek ve hayat yapacağımız tercihimize göre de yeni bir sapakla bizi bekliyor olacak.
Ben satırlarımı Sezen Aksu’nun şu muhteşem şarkısının sözleri ile noktalamak istedim bu defa… Belki de sözlerinin bu süreçte pek çoğumuzun kalbi duygularına eşlik edeceğini düşündüğümdendir.
Sevgi ve ışıkla, gökyüzü rehberimiz olsun…..
Hülya DEĞER Dip.ASA
12.10.2020/İstanbul
FARKINDAYIM
Ne yapsan olmuyor gözüm
Terk etmiyor bizi hüzün
Bir macera yaşamak dediğin
Küçük zamanlar harmanı
Sevildiğin, üzüldüğün Hatırlamaktan ibaret
Hatıralar nihayet
Tesellisi çok zor sözünNe gemiler yaktım
O kadar yandı ki canım
Sonunda karşıdan baktım
Ne göreyim
Kendime yıldızlardan daha uzaktımBu kızı yeniden büyütmeliyim
Kor ateşlerde yürütmeliyim
Değirmenlerde öğütmeliyim
Farkındayım
Farkındayım
Kazanmalı, kaybetmeliyim
Aşk uğruna harp etmeliyim
Kendini seçemiyorsun
Bırakıp kaçamıyorsun
Yazmadığın bir hikayede
Uzun ya da kısa vadede
Az biraz keşfediyorsun
Öteki olabilmeyi
Yerine koyabilmeyi
Geride durabilmeyi
Öğreniyorsun