HANGİ HAPI YUTACAĞIZ KIRMIZI MI MAVİ Mİ? PLÜTON RETROSU 20 NİSAN- 29 EYLÜL 2017

 

HAREKETLİ RESİM

Plüton gezegeni ile ilgili olarak genel, basmakalıp tanımlamaların içerisinde “değişim ve dönüşümün” gezegeni olduğundan söz edilir, haritamızda neredeyse o alanda büyük değişimlerin ve dönüşümlerin olacağından hele ki kişisel gezegenlerimizle olan temaslarından söz edilirken de “değişim ve dönüşüm geçireceksin yaşamının  bu alanında” diyerek bir anda hop diye ağzımızdan çıkarıveriririz sözcükleri. İyi de değişim başka bir şey, dönüşüm ise bambaşka bir şey. Dönüşüm söz konusu olduğunda öyle şıppadak ağzımızdan dökülen sözcükler yerini yaşamaya ya da deneyimlemeye bıraktığında feleğini şaşırtır insana, bizden daha büyük bir kaderin bizimle ilk temasıdır bu zira ve öyle söylendiği kadar kolayca yaşan(a)maz. Dibe indirir seni Plüton, en karanlıklarına, herkesten gizlediğin gölge yönlerinle, korkularınla, acizliklerinle karşılaşırsın, hırsla tutunduğun”o olmadan katiyyen, mümkünatı yok yaşayamam” dediğin şeyleri birer birer elinden alırken  kalıverirsin dımdızlak. Dönüşüm senin iraden dışında, dış ortamlardan gelir ve bir anda bambaşka bir boyuta geçersin, değişimi ise nispeten kendi iraden ile gerçekleştirirsin, açık bir kapın olabilir ki zorlandığında vazgeçip o kapıdan gerisin geri dönebilirsin. Oysa ki dönüşüm söz konusu olduğunda kapı filan yoktur artık, geriye de dönmen söz konusu bile değildir, tüm köprüler yakılmış, tüm dönüş yolları ortadan kalkmıştır. Elin mahkumdur artık bambaşka bir boyuta geçeceksin. Tıpkı Matrix filminde Morpheus’un Neo ya sunduğu kırmızı haptır Plüton. Biliyorum bu bir astroloji bloğu ve daha çok astrolojik yorumlar yapmak üzere tasarlandı ama Plüton’un yaşamdaki etkisinin, açığa çıkardığı enerjinin ne olduğunu iyi anlamak için Neo ve Morfous un arasındaki , çok katmanlı ve derin anlamlar içeren bu diyoloğu  bu yazıya eklemesem olmazdı.

mavi hap kırmızı hap
Morpheus : Hoş geldin Neo, tahmin edebileceğin gibi ben Morpheus’um.
Neo : Seninle tanışmak bir onur.
Morpheus : Hayır, o şeref bana ait. Lütfen, gel, otur. Eminim şu anda kendini tavşan deliğinden düşen Alice gibi hissediyorsundur.
Neo : Öyle denilebilir.
Morpheus : Gözlerinden belli. sende gördüklerini kabullenen birinin gözleri var uyanmayı beklediğin için tuhaf ama bunlar gerçekten pek uzak değil. Kadere inanır mısın Neo?
Neo : Hayır.
Morpheus : Neden?
Neo: Hayatımı kontrol edemiyor olma düşüncesini sevmem.
Morpheus : Ne demek istediğini çok iyi anlıyorum. Neden burada olduğunu anlatayım. Bir şey bildiğin için buradasın. Bildiğini açıklayamıyorsun ama hissediyorsun. Hayatın boyunca hissettin, dünyada ters giden bir şeyler var. Ne olduğunu bilmiyorsun ama orada. Beyninde kıymık gibi seni çıldırtan bir şey. Seni bana getiren şey bu duyguydu. neden söz ettiğimi biliyor musun?
Neo : Matrix mi?
Morpheus: Ne olduğunu öğrenmek ister misin? Matrix her yerdedir, etrafımızda. Şu anda bile, bu odada. Pencereden dışarı baktığında görürsün ya da televizyonu açtığında, işe gittiğinde hissedersin ya da kiliseye, vergi öderken. Gerçeği görmemen için dünya, bir perde gibi önüne çekilmiş sanki.
Neo : Ne gerçeği?
Morpheus : Bir köle olduğun gerçeği Neo. Sen de herkes gibi bir köle olarak doğdun. Dokunamadığın tadamadığın ya da koklayamadığın bir hapishanedesin. Beyninin içi bir hapisane. Ne yazık ki, Matrix’in ne olduğu kimseye anlatılamaz. Bunu kendin görmek zorundasın. Bu senin son şansın. Bundan sonra, bir geri dönüş olmayacak. Mavi hapı alırsan, bu hikaye sona erer, yatağında uyanırsın ve istediğin her neyse ona inanırsın. Kırmızı hapı alırsan harikalar diyarında kalırsın, ben de sana tavşan deliğinin gittiği yerleri gösteririm unutma…Sana vaad ettiğim tek şey gerçek. Fazlası da değil.

PLÜTON retrosu işte bizlere gerçek kayıplarımızın veya kazançlarımızın ne olduğunu anlamamızda ve aslında “vazgeçemeyeceğimiz” tek ve gerçek değerin aslında kendi varoluşumuzun temeli olan “sırrı” bulmak olduğunu hatırlatacak. Kırmızı hap mı yoksa mavi hap mı? Yaşam yolculuğumuzda önemli bir farkındalık dönemecindeyiz.  Bu süreci kaçıracak olursak retro sonrasında kendi başarısızlıklarımızın sonuçlarına, gelişim adına kaçırdığımız fırsatlara üzülebiliriz. Derin ve de çok ama çok önemli değişimlerin ağır temaları her ne ise yaşamımızda, onlar gözümüzün önüne serilecek şimdi retro sürecinde. Saklı olan su üstüne çıkıp, en derin korkularımız birer hortlak gibi saklandıkları yerden çıkarak bizleri korkutmaya başlayabilir. Kendi karakterimizin gölge yönleri ile karşılaşabiliriz ki bu da çoğunlukla karşımıza bu özellikteki insanların çıkışı ile tezahür edebilir. Haklı olmak ve güçlü olmak adına mücadele ederken bulabiliriz kendimizi.

Kendimizde tekrar eden yanlışları yakalama şansımız da artabilir bu arada ama eğer kırmızı hapı yutarsak. Mavi hapı tercih ettiysek de kendi yalanlarımızla, -mış gibi yaptığımız sahte hayatlarımızla oyalanıp dururuz. Bu durumda da korkularımız gölgemize eşlik edeceği için tir tir titreriz işte. Parasız kalmaktan, sevgisiz kalmaktan, işsiz kalmaktan korkmaya uzanan bu kaotik süreçte kontrolü daha da arttırmaya başlayabiliriz. Pençemizi sıkı sıkı geçirip, nefes aldırmadan baskı altında tuttuğumuz çocuğumuz örneğin, imtihan vesilemeiz olabilir ya da “canım yıllardır saçımı süpürge ettim şimdi sorunlarım var diye terk mi edeceğim, n’olcak yıllardır verdiğim emekler” diye düşündüğümüz kokuşmuş, nereden baksan lime lime olmuş ilişkiler retro Plüton’un etkisi ile imtihan aracımız olabilir. Tıpkı kumar masasında kaybetmesine rağmen bi türlü kalkamayan bir kumarbaz gibi (çoğunlukla da kaybettiklerini geri kazanma hırsının eşlik ettiği yanılgı ile) batırdıkça batırabilir Plüton bu noktada işte.

İyi de ne yapacağız o zaman? Yok mu bunun kolay bi yolu diyenlere hitaben yazıyorum bundan sonraki satırlarımı. Eğer gerçekten samimi iseniz direnmeyin… Bırakın olan biten her ne ise olsun ve gerçekten bitsin. Direnmek, olan biteni kabul etmemek inanın bu noktadan sonra işleri zorlaştırmaktan başka bir işe yarayamayacak, esneyemediğimiz noktalardan kırılmaya başlayacağız. Reddetmek, yok saymak ya da görmezden gelmek, Plüton’un etkili olduğu yaşam alanında kapıyı pencereyi sıkı sıkı kapayıp içeride tir tir titremek inanın hiç bir işe yaramayacak.

Peki ama Plüton ne diye böyle bir şey yapıyor ki diye sorabilirsiniz, haklısınız. Kişisel yaşamımda ben de bu etkileri deneyimleyen grubun içerisindeyim bu nedenle gönül rahatlığı ile cevap verebilirim bu soruya. Tek bir cevabım yok aslında bu soruya ama en net cevabım şu:

Bizler birer tohumuz, içimizde bir cevher var ve çatlaması, toprağa karışıp dal budak sarması gerekiyor. Varoluşumuzun en değerli hazinesini bulmak zorundayız, neden bu yaşamda bedenlendiğimiz gerçeğini bulmak için  Plüton’un ortaya çıkaracağı o muazzam basınca gerçekten ihtiyacımız var. Basınç altında çatlayacak o tohum. Zorlandıkça keşfedeceğiz kendimizdeki kör noktaları. O sıkıntılı anlardaki yüzleşmelerden sonra çiçek açacak varoluşumuz. Tıpkı tırtılın kelebeğe dönüşüm süreci bu Plüton transitleri astrolojik açıdan. Bir “şey”ken, şimdi bambaşka bir “şeye” dönüşmek zorundasın artık. Bu gerçekleşirken de sancı çekeceksin, zorlanacaksın ve sabırla, kararlılıkla bu süreci “gözlemleyen” konumunda kalacaksın. Direnmek, müdahale etmek faydasız eğer o kırmızı hapı yutmaya gönüllü isen. Ama ödülü de büyük zira sürecin sonunda bambaşka bir şeye dönüşeceksin ama önceki halinden çok başka doyumlar yaşayabileceğin, “eşyanın tabiatını” yani görünmeyenin ötesini de görebileceğin farkındalık ise ödülün olacak.

Şimdi retro süreci boyunca bir kez daha, bir kez daha ve de ısrarla neyi görmek zorundaysan onu göreceksin, neyi yaşaman gerekiyorsa onu yaşayacaksın ve bu yaşadıkların ve gördüklerin arasında “sen” neredesin bunu anlayacaksın. Nerede yanlış yapıyorsun? Neyi anlamamakta ısrar ediyorsun? Hangi yaşam alanında neyi dört elle yapışıp bırakmıyorsun ellerin cayır cayır yanmasına rağmen? Gör işte, bak ve anla… Retro demek tekrar demek, içe dönen enerjinin kişinin içsel aleminde bir şeyleri fark etmesi demek. Bul işte….Daha ne diye oyalanıyorsun. Yarım bıraktığın, yapabilecekken korkudan kaçtığın, yüzleşip, helalleşip yoluna devam edecekken; hırsların ve egon yüzünden ısrarla tırnaklarını geçirdiğin her ne varsa gör artık…. Gör, yüzleş ve bırak… Teslim ol. Senden daha büyük bir kader var, bir program var, bir sistemin içerisindesin başı boş değilsin ve o sistemde minik bir zerresin ancak unutma tüm sistemin bilgisi de sende, o tohumun içerisinde. Tohum da senin içinde. Yapabilirsin. Acı hapı yutup, köprüleri yıkıp, şimdiye dek çoktan yapman gereken şeyleri artık yapabilirsin yeter ki bul, içine dön ve bu defa kelebek olma şansını kaybetme…

Plüton metoforik olarak “ölüm ve yeniden doğum” ile de bağdaştırılır astrolojide. Ruhumuzun ölümsüzlüğünü keşfetmemizde, ölümsüz işler ortaya koymamızla ilgilidir ki sanırım en önemli işimiz de “kendimizin en iyi versiyonunu” ortaya çıkarmak. Bir beden olmadığımızı fark ederek ruhumuzun varlığını idrak etmek. En zayıf olduğumuz yanlarımızın belki de en güçlü yanımız olduğunu, korku ile bastırdığımız negatif yönlerin aslında kendimize en büyük yük olduğunu ve ilginç ki en büyük potansiyellerimizin de orada, o karanlıkların içerisinde saklı olduğunu, hayatımızda kontrol etmeye çalıştığımız şeylerin aslında en çok da kendi kendimize kambur oluşturduğunu görme zamanları içerisindeyiz. Ne zamana kadar mı? Eylül ayının sonuna kadar.

Ruhsal yaşamdan, içsel dönüşümden bahsettim çoğunlukla ama süreç içerisinde Plüton ile Jüpiter kare açı ilişkisi içerisinde olacak ve bu uzun sürecek bir açısal ilişki, neredeyse tüm sürece damga vuracak. Bu görünür anlamda, ekonomik olarak zorlanmaların işaretçisi olan bir açı kalıbıdır. Gözü kara atılımlar, hırsla başarılmak istenilen hedefler, kendimizi sonsuz ve sınırsız bir yetki içerisinde hissedebileceğimiz işler yapma isteği zorlu bazı sonuçlar, yeni mücadele alanları ortaya çıkartabilir. İnançlarımızla ilgili, dini ve idari otorite figürleri ile ilgili zorlanmalar, inançların baskılanması sonucu oluşabilecek büyük çaplı öfkeden söz edebiliriz. Kendine aşırı güvenden kaynaklanan, hırs ve güç odaklı enerjiler kişinin sonunu getirebilir. Hukuksal konularda, finansal konularda büyük çaplı zorluklardan bahsedebiliriz. Düzen ve işlerin belli bir sistemde yürümesi isteğimiz artabilir ama bunu gerçekleştirme anlamında zorluklar yaşayabiliriz. Fanatizmin dozu artabilir. “şimdiye kadar bi şey olmadı, şimdi n’olacak canım işte yap gitsin ” dediğimiz anda haksız, hukuksuz, etik olmayan yollara saptığımız anda Plüton çok daha zorlayıcı olacaktır. Dini, etik ve ahlak bakımından bazı yozlaşmalar görünür hale gelebilir süreç içerisinde. Ülke olarak zaten son dönemeçte dini idealleri, politik amaçları ya da finansal açıdan güçlü olmak adına her şeyi göze alabilecek ve de hem kendine hem de etrafına zarar verebilecek güç odaklarını gözlemlemekteyiz. Eylül ayının sonuna dek bunlar gündemimizde yer etmeye devam edecek.

Bankalar, finans kurumları, sigorta şirketleri, inşaat sektörü bu sert açıdan en çok etkilenebilecek sektörler arasında olabilir. Bu alanda kontrol dışı faktörler devreye girebilir. Ekonomik anlamda çok riskli kararlar almamak, uzun vadeli ve yüksek faizli, ödemekte zorlanabileceğimiz borçların altına girmemek önemli. Yatırım yapmayı planlayanların buna çok dikkat etmesi gerekiyor.

Plüton umudun kalmadığı anda, çaresizliğin en yoğun hissedildiği noktada, direncin yerini teslimiyete bıraktığı noktada “dönüşümü” başlatır. Önümüzdeki 4 aylık süreçte tırtıldan kelebeğe dönüşme süreci başlayabilir bazılarımız için. Özellikle  doğum haritalarında Öncü burçlarda yani KOÇ, YENGEÇ, TERAZİ, OĞLAK’ ın 15 ila 20. derecesinde gezegenleri olanlar, bu burçlarda kişisel gezegenleri olanlar, yükseleni bu gurupta olanlar en fazla etkilenecek gurup içerisinde yer alıyor.

2-5 Nisan doğumlu KOÇ burçları, 4-7 Temmuz doğumlu YENGEÇ burçları, 3-6 Ocak doğumlu OĞLAK burçları ve 6-9 Ekim doğumlu TERAZİ burçları Plüton retrosunun etkisini en fazla hissedecek grubun içerisinde yer alıyor. Her zaman dediğim gibi her doğum haritası kişiye özeldir ve etkileri de her bireyin kendi yaşamına özeldir. Hangi burçtan olursak olalım haritamızın bir yaşam alanında Oğlak burcu etkin durumda bulunuyor. Bu konuda sorularınız olursa astrolojirehber@gmail.com adresine yazabilirsiniz, dilim döndüğünce, bilgim yettiğince cevaplamaktan memnuniyet duyarım.

Umuyorum ve de diliyorum ki her birimiz içimizdeki şeytanlarla barış yapıp, aydınlık ve güzel günlere adım atacağımız bir dönem olarak bu süreci değerlendirelim. Sevgi ve umutla, gökyüzü rehberimiz olsun.

Hülya DEĞER Dip. ASA

HANGİ HAPI YUTACAĞIZ KIRMIZI MI MAVİ Mİ? PLÜTON RETROSU 20 NİSAN- 29 EYLÜL 2017” üzerine 13 yorum

  1. Eftelya

    25.ocak.1974 izmir 23.05 doğumluyum. Plüto retro12. Ev terazi ‘de. Yükselen burcumda terazi. Bu durumda nasıl bir şeye hazırlıklı olmalıyım ?

    Liked by 1 kişi

    1. Merhaba,
      ilişkiler arenasında kendi kendinize zulmetmekten geride durmalısınız. Yaşamın zorlu koşullarına göğüs gerecek, kendi kendinizi yeniden doğuracak büyük bir içsel güce sahipsiniz ki zaten haritanızda Plüton açıları genel olarak olumlu. Kendi kendinizi sabote edecek davranışlarınız olabilir (güneş-mars karesi) yaşamda takıntılı olduğunuz alanlar olabilir ve kendi kendinize çok fazla yüklenebilirsiniz. Olanı olduğu şekli ile kabule geçmeniz gerekiyor özetle 🙂 Özellikle maddi anlamda bazı şeyleri zorlamaktan vazgeçmelisiniz. Sevgiler ve kolaylıklar diliyorum.

      Beğen

  2. sehriban koksal kurt

    Merhaba Hülya hanim,

    yazilarinizi ilgiyle takip ediyorum. Yorumlariniz harika! Cok tesekkür ediyorum paylasimlariniz icin, bizleri böyle bilgilendirdiginiz icin. Iyi ki varsiniz!

    Hülya hanim dogum haritasi yorumlama ücretinizi bilmek isterim, cooookkk tesekkürler tekrar.

    sevgilerimle

    Sehriban

    Liked by 1 kişi

  3. Merve Demir

    Merhaba, benim haritamda plüto 5. evde ve yüceldiği akrep burcunda ayrıca oğlak burcunda satürn Retro 20 derecede ve yengeç burcunda da chiron ve venüs 21 derecelerde görünüyor çok mu endişe etmeliyim ?

    Sevgiler

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s