4 KASIM BOĞA BURCUNDA DOLUNAY: Değişen Şartlar ve Güven Üzerine Dersler

BOĞABURCUNDA DOLUNAY, Hülya DEĞER

Yarın sabah saatlerinde, İstanbul saati ile 08:22 de Boğa burcunun 11. derecesinde bir dolunay yaşayacağız. Son derece dinamik, yüksek enerji barındıran ve yaşamda bazı konuları, olayları görünür kılması açısından dolunay dönemleri önemli zaman dilimleridir. Her ay yaşarız bu döngüyü, ay doğar, büyür, olgunlaşır ve dolar, sonrasında küçülür ve yerini başka bir doğuma bırakır. Her harita sahibi de kendine özel bir noktadan etki aldığında bu deneyimi yaşamında etkin olarak gözlemler.

Boğa burcunda oluşan dolunaylar genel olarak “değer” kavramı ile ilgilidir. Hem maddi değerlerimiz, hem manevi değerler, kendi değerimiz, başkalarında değerli bulduğumuz şeyler üzerinden konuları içerir. Bizi biz olarak tanımlayan değerlerimiz, yeteneklerimiz, sahip olduklarımız, kısacası benim dediğimiz her şeyi kapsar kendi içinde. Boğa burcu ise kalıcılık ve sürdürebilirlik ile ilgili bir burçtur. Sabit ve toprak elementi etkisi ile korumak, büyütmek ve sıkı sıkı tutunmakla ilgili bir burçtur. Paraya karşı tutumlarımız, kendimizi ne denli güven ve huzurlu hissedişimizle de alakalıdır. Eğer bu dolunay süreci öncesinde, genel bir davranış kalıbı olarak kendimizi “sahip olduğumuz değerler” üzerinden tanımlıyorsak, benim param, benim ilişkim, benim değer ve düşünce yapımla ilgili somut isteklerim gibi örneğin, işte dolunay bu noktada bize bir takım olayları görünür kılarak o sahip olduğumuz şeylerin pek de öyle göründüğü gibi olmadığını, olamayacağını gösterebilir.

Terazi burcunda başlatmıştı Ay döngüsünü ve “ilişkilerimiz” ile ilgili bazı yeni gelişim fırsatlarını önümüze sermişti.Şimdi ise bu yeniayın dolanay fazına girdiğimiz bu günlerde ilişkiler ve onun içindeki değerler üzerinden bir takım sınavlara girmek üzereyiz. Venüs ile Uranüs arasındaki karşıt açı aktif halde artık ve bir takım kopuşlar, beklenmedik yön değişimleri ve aniden beliren koşulların ilişkiler üzerinde bozucu etkisi ile baş başa kalmak mümkün. Boğa burcunun kararlı enerjisi, sahip olmakla ve sahip olduklarını ısrarla korumaya yönelik motivasyonları bu dolunayda Uranüs-Venüs karşıtlığına takılabilir.Kalıcı olduğuna inandığımız ve asla olmaz diyerek gevşek davranmaya, tembellik etmeye yatkın olduğumuz noktada bazı sürprizler ile karşılaşabiliriz. Güneş’in 12. evdeki yerleşimi bizden gizlenen, saklanan ve belki de bizim gizleyip, sakladığımız şeylerin görünür olması yönünde etki ortaya çıkartabilir.

Akrep burcunda ve 12. evdeki Güneş bizden “gizli gücümüzü” bulmamızı istiyor aslında. Boğa burcu yaşam ve bu yaşamın nimetlerinin tadını çıkarmaya ne kadar yatkınsa, yaşama dönükse; Akrep burcu ise bir o kadar krizlere, o krizlerin içinden çıkardığı fırsatlardan beslenmeye, ölüme ama yeniden de doğuş potansiyeline sahip bir karşıtlık enerjisi içindedir. 6. evde ve 12-6 aksını çalıştıran bu dolunayda, gerek somut, gerekse soyut, zihnimizin ürettiği korkudan, çaresizlikten doğan korkularımızın üzerine gitmek, korkmamayı seçmek, bizi değersizleştiren her türlü ilişkinin, ilişki bağımlılığının üzerine gitmek mümkün. İlişki içinde krizlerden beslenmeden, kendi güvenli alanlarımızı oluşturmak, asla yapmam, bana ters veya ben bunu yaparken çok zorlanırım çünkü emek verdim, benim bu dediğimiz düşünce ve davranışların dönüşümü gerekli sanki bu dolunayda çoğumuz için.

Kendi değerimizi, kendi güvenliğimizi oluşturmak adına kaybetme korkumuz varsa eğer bundan arınmak, şifa bulmak adına bu süreç olumlu anlamda çalışacaktır. Kaybettiklerimiz belki de farklı bir surette dönebilir kim bilir yaşamımıza bundan sonraki adımda ama buna direnç göstermiyor oluşumuz da önemli. Bazen insanlar en yakınlarını kendi mülkiyetlerinde görür ya hani, benim eşim, benim çocuğum ya da benim sevgilim der. İşte bunun bir yanılsama olduğunu da fark edebiliriz ve gerçekte sahip olduklarımızın ötesinde çok derin düzeyde bir benliğe, kişiliğe sahip olduğumuzu da fark edebiliriz. Kendimizi başka insanlar üzerinden var etme huyumuz varsa bunu da şifalandırabiliriz. Güneş Jüpiter ile kavuşumda çünkü.

Dolunay’a Neptün ve Plüton olumlu açılar ile destek verdiği için ben Boğa burcundaki bu göksel olayın pek çok kişinin uzun zamandır beklediği gelişim fırsatlarını da getirebileceğini düşünüyorum. Emek verdiğimiz ve çaba harcadığımız ölçüde fırsatların içerinde bulabiliriz kendimizi. Somut, maddi, görünür gelişmeler olgunlaşıp görünür hale gelecektir diye düşünüyorum. Ve bu olgunlaşan koşullar belli kararlar vermemiz yönünde bize yol gösterebilir özellikle ikili ilişkiler adına. Konu Boğa burcu çerçevesinde şekilleneceği için de konu başlıklarımız; maddi değerler, kendi değerimiz, sahip olduklarımız, benim dediklerimiz, yeteneklerimiz ve bunların nasıl faydalı, nasıl doğru be nasıl işlevsel halde değerlendiriliyor oluşu öne çıkacak çünkü Ay 6. evde. Ve tabi öte yandan da kendimizi güven ve huzur içinde hissetmek adına nelerden feragat etmemiz, neleri mecazi anlamda “öldürmemiz” gerektiği, yeni gelecek şeylere yer açmak adına da neleri sonlandırmamız gerektiği yönünde duygu, düşünce, kişilik değişimleri en azından güncellemeleri 🙂 gerekli çünkü Güneş 12. evde anın haritasında.

Astrolojide 6-12 aksında oluşan görünümler etkilerini sağlığımız ve beslenme alışkanlıklarımız üzerinde de ortaya çıkartır. Bu süreçte Ay Boğa iştahımızın açık olabileceğini gözlemleyebiliriz, duygusal durumda yaşanan dalgalanmaların beslenme şeklimiz üzerinde etkili olabileceğini anlatıyor anın haritası. Hani stresten bazen kendini yemeye içmeye vurur ya insan işte onun gibi bi durumdan bahsediyorum. Fiziksel sağlığımız duygusal sağlığımız ile birebir ilişkide bu dönem.

Öte yandan Boğa burcu boğaz ve boyun ile ilgili kısmı yönetir vücudumuzda. Hani bazen olur ya dilimizin ucuna kadar gelir, bi şeyler söylemek isteriz karşı tarafa ama sonra susup içimize atarız, ya da tam tersi bazı zamanlarda ağzımızdan zehirli, maksadını aşan sözcükler çıkar ve karşı tarafı dilimizle zehirleriz (merkür akrepte çünkü) ya da gerçeği çarpıtıp yalan söyleriz ve bunu da beyaz , pembe gibi renklere ayırırız bir de üstelik; işte bu durumlarda boğaz çakramızı kendimiz kapatırız.Burada da tiroid başta olmak üzere bi dizi hastalığın oluşumuna neden olabiliriz farkında olmadan, işte bu dolunay süreci bu açıdan da dikkatli olmamız gerektiğini vurguluyor. Dilimizin zehrine dikkat etmeli ama karşı tarafa söylememiz gereken şeyler olduğunda da özenle seçmek durumundayız kelimelerimizi. Dil yarası açmayalım bi de durup dururken başımıza. O boğazımızdan, dilimizden dualar çıksın, güzel dilekler ve temenniler çıksın, büyülü sözcükler çıksın karşı tarafın yüreğine dokunan ya da şarkılar dökülsün tüm yaşanmışlıklara inat dilerim ki 🙂

Hepimize en derin korkularımızı, aciz hissettiren davranış kalıplarımızı ve bizi değersizleştiren tüm negatif inançlarımızı şifalandıran dolunay olmasını diliyorum. Sevgi ve ışıkla, gökyüzü rehberimiz olsun.

Hülya DEĞER   dip. ASA

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s