11 Nisan Salı günü saat İstanbul saati ile 09:08 de TERAZİ burcunun 21. derecesinde bir dolunay gerçekleşecek. Dolunaylar Güneş ve Ay’ın birbirinin tam karşı karşıya gelmesi ile oluşan göksel olaylardır ve her ay bir defa, farklı burçlarda gerçekleşir. Başımızı kaldırdığımızda gördüğümüz dolunayın parlak ışığını, aslında bir anlamda gökyüzündeki yıldızların, gezegenlerin tesirlerinin en yoğun şekilde yeryüzüne inmesi ve de biz insanların yaşamında görmekte zorlandığı alanları aydınlatması olarak da yorumlayabiliriz. Bu yüzdendir ki dolunay zamanları farkındalığın en yoğun olarak deneyimleneceği zaman dilimleridir. Evet stresli, gergin ve de fazlası ile huzursuz hissedebiliriz ancak bize anlatılmak istenilen, farkına varmamız istenen bir şeyler olmaktadır ve dolunay zamanları ise sadece bunlara aracılık eden göksel olaylardır.

Bu Dolunay’da Güneş Koç burcunda ve hemen yanı başındaki Uranüs ile kavuşumda, rutinden sıkılmış bir haldeyiz; gelişmek, büyümek ve biricik ve eşsiz olduğumuzu ifade etmek için can atıyoruz. Ay ise Terazi burcunda, o da yalnız değil, hemen yanında retro yapan Jüpiter ile kavuşum halinde. Ayın bulunduğu derece itibariyle temel bir asaletinin olmaması, Jüpiter’in retro oluşu ve de dizpozitörünün durumundan dolayı bu kavuşumun doğrucu ve iyi niyetli çalışacağını pek düşünmüyorum. Aşırı duygusallığımız, tepkilerimizi abartmamız, belki de şımarıklığımızı anlatıyor bu kavuşum. Aşırı beklentiliyiz ve bu uğurda da yapmadığımız numara yok gibi sanki.

Plüton ise haritanın 8. alanından hem Ay’a hem de Güneş’e hem de kavuşum yaparak bütünleşmek istedikleri gezegenlere meydan okuyan açılar göndererek ortamdaki elektriği daha da arttırıyor. Duygusal değişime alabildiğince direnç gösteriyor, kendimizi değiştirmek yerine ha bire karşımızdaki kişileri ya da şartlarımızı değiştirmek adına yüklendikçe yükleniyoruz.

Dolunay haritasında İkizler burcu yükselmekte ve yöneticisi olan Merkür Boğa burcundan retro yapmaya başlamış ve haritanın 12. alanında kapalı kalmış durumda. Temel motivasyonları anlatan Yükselen burç, yöneticisinin hem retro hem de 12. evde olmasından dolayı İkizler burcunun gölge yönlerini açığa çıkartacağa benziyor. Sözler ve eylemler perde arkasından dönüyor. Gerçek düşünceler gizlenebilir, belki de bunu gizli tutmamızın nedeni, fikirlerimize karşı çıkılabileceği düşüncesinin yarattığı endişeler de olabilir. Arkamızdan dedikodu yapılması söz konusu olabileceği gibi bizzat kendimiz de dedikodu yapabilir ya da başkalarının fikirlerini kendi fikrimiz gibi sunabiliriz karşı tarafa. Unutulmaması gereken bir şey var ki dolunay sonrasında perde arkası işler, gizli plan ve hedefler ortaya çıkabilir.

Gökyüzünde ÖNCÜ burçlarda, gayet etkili bir T-kare açı kalıbı oluşmuş, etkili çünkü bu oluşuma 5 gezegen katılmış, bir şeyler olsun, hadi artık bir şeyler yap diye bizi sıkıştırdıkça sıkıştırıyor. Koşullar değişiyor, yapılar sarsılıyor, “başarı” tanımı ve buna bağlı kariyer, yönetim, güvenlik ve inanç tanımlarımız artık sarsılıyor. Sanki Plüton’un apekste yer aldığı Jüpiter-Uranüs karesinin oluşturduğu Öncü t- kareyi anlayalım artık diye dolunay gerçekleşiyor. İstesek de istemesek de, beğensek de beğenmesek de bir şeyler değişiyor, yıkılıp yeniden yapılandırılması gerekiyor. Zaten yolunda gitmeyen hiçbir ilişki de Jüpiter ile Uranüs’ün karşıt açısına çok dayanamayacak gibi görünüyor. Plüton ise gelişimimizi engelleyen tüm tıkanıklarımızı, açmak üzere var gücü ile çalışıyor.

Terazi burcunda gerçekleşiyor Dolunay; bu durumda ana mevzumuz ilişkiler, hak ve adalet arayışımız, yaşamda bir denge, huzur ve uyum yaratma çabalarımız. Her tür ilişkimiz, eşimizle, dostumuzla, çoluk çocuğumuzla, partonumuzla, bizi idare edenlerle, para ile ve de en önemlisi de kendimizle olan ilişkimiz mercek altında. Reto yapan gezegenlerin hepimizi yavaşlatan, durduran enerjileri altında kendimizle olan, ruhumuzla ve en derinlerimizde yatan ihtiyaçlarımızla olan ilişkilerimizi sorgulama zamanlarındayız. Satürn, Jüpiter, Merkür ve de Venüs gerileme hareketi içerisinde bu dolunay zamanında. Üstelik de VENÜS Dolunay’ın yöneticisi olan gezegen, Satürn yücelme yöneticisi olan gezegen. Kaçarımız yok yüzleşeceğiz her birimiz yaşamımızda aksayan yanlarla, problemlerle ve bizim bunlar içerisindeki mevcudiyetimizle. Venüs-Satürn karesi işimizin bu anlamda biraz zor olabileceğine işaret ediyor, huzursuz, endişeli, mutsuz hissetmek ve bunu ilişkilere de yansıtmak mümkün.

AY’ın hareketlerini takip ederek Dolunay’ın bize nasıl bir mesaj ilettiğini, neyi anlatmaya çalıştığını inceleyebiliriz. Dolunay fazına geçmeden önce AY retro Jüpiter ile kavuşmuş, anın haritasında maddi ve manevi kazanımlarımızı temsil eden alanın yöneticisi olarak 5. evde “sahne” ye çıkmış durumda. Ayın duygularımızı ve bilinçsiz tepkilerimizi anlattığını göz önüne alarak bu kavuşumun abartılı olarak kullanılacağından yani olaylara göstereceğimiz tepkilerimizi abartacağımızdan, sosyal hedeflerimiz doğrultusunda rahat ve eğlenceli, para kaygısından uzak bir yaşam arzusunda olabileceğimizden söz edebiliriz. Uç durumda aşırı duygusallığımız şımarıklık düzeyine varabileceği gibi, hiç olmadığımız, gerçekte hiç de öyle mutlu, mesut hissetmediğimiz halde -mış gibi yaparak samimiyetsiz de olabileceğimizden söz edebiliriz. Kendi rahatlığımız, egomuzun hoş tutulması temel isteğimiz.

Ay dolunaydan hemen önce Jüpiter ile kavuşarak bu temel motivasyonu yüklenip hemen sonrasında Güneş’in karşısına geçerek talep etmeye, meydan okumaya, karşımızdaki kişilerden bu isteklerinin doyurmasını talep etmekte. Hemen ardından haritanın 12. evinde, Boğa burcunda bulunan Mars ile 150 lik bir açı yapacak. Demek ki Ay’ın talep ettiği, doyurulması için benliğinden yani güneşten talep ettiği istekler ile aslında “gerçek” arzuları arasında bir tür çelişme durumu var. Ya hissettiğimiz gibi değiliz ya da ne istediğimizi bilmediğimiz için de gerçek arzularımızı gayet başarılı bir şekilde saklayarak – mış gibi oyununu oynamaya devam ediyoruz. İstediklerimizi nasıl eyleme dökeceğimizi, içinde bulunduğumuz koşullarda en doğru kararı nasıl alabileceğimizi bilmediğimiz için de huzursuzuz; her şeye burnumuzu sokan, başkalarını kıran, asabi ve gergin enerjimizi etrafa boca eden bir haldeyiz ama haberimiz yok; çünkü Ay ile Mars arasındaki 150 lik açı bilmediğimiz, farkında olamadığımız motivasyonlarımızı anlattığı gibi, gizli gizli öyle olmadığımız halde sanki en uyumlu, en dengeli ya da en doğrucu, iyi niyetli birisi gibiymiş davranabileceğimizi söylüyor.

AY son açısını ise Uranüs ile karşıt açı yaparak tamamlayacak. Alayına isyan, inadına benim dediğim, dediğim şekli ile olsun şeklinde kontrolden çıkmış, abartılı tepkiler göstermek mümkün karşımızdakilere. Dışarıdan halim selim, hanım hanımcık görünürken tam tersi ilişkilerimizde hemen kızmaya, taşı gediğine oturtmaya, haddini bildirmeye çalışıp, kendi isteklerimizi ısrarla karşımızdakilere dayatmak isteyebiliriz. Gizli saklı, kapalı kapılar ardında isteklerimiz olsun diye kendimizce planlar yapmaya ya da sorunlardan çıkmak için ittifaklar kurmaya çalışıyoruz ki elimiz bi şekilde sağlam olsun. Ancak gözden kaçırılmaması gereken bir şey var ki Mars ile Plüton arasında üçgen açı var. Açı olumlu belki ama açının geldiği evler için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Mars 12 de Plüton 8 de. Bu durumda hırsımızı, karşımızdakini kontrol arzumuzu ne kadar gizlemeye çalışırsak çalışalım, güçlü olmak adına, elimizi güçlü kılmak için ne kadar perde ardından iş çevirirsek çevirelim ya da özetle – mış gibi yaparak karşımızdakini ve elbette ki “kendimizi” kandırmaya çalışırsak çalışalım gerçekler bir şekilde açığa çıkacaktır zira Ay son açısını Uranüs ile karşıt açı yaparak tamamlayacak. Cahil cesaretimiz, hırsımızı iyi kontrol edemediğimiz hallerimiz, abartılı güç arzumuz başımıza iş açabilir aman dikkat. Uranüs ile paralel konumlanmış ALTAIR sabit yıldızı cesaretten sonra doğabilecek ani kazaları işaret ediyor, kendimizi şanslıymış gibi hissetsek de bunun geçici olabileceğini söylüyor ve de ihtiraslı doğamıza vurgu yapıyor.

Dolunay zamanında ve takip eden günlerde ilişkilerimiz ve ilişkiler içerisindeki taleplerimiz vurgulanacak. Karşımızdakini kırmadan dökmeden, kendimiz için istediğimiz huzur, denge, uyum ve zenginliği karşımızdaki kişiler için de istemek durumundayız. Hak aramak güzel ama aynı hakkı karşımızdakine de tanımak ve hem kendimize hem de karşımızdakilere karşı dürüst olmak en güzeli sanırım.

Özetle bu Dolunay her birimizin doğum haritasında Terazi burcunun hayat bulduğu yaşam alanında bizleri zorlu bir takım ilişki deneyimleri ile yüz yüze getirebilir. Kendi özümüzle, benliğimizle, varoluşumuz ile olan ilişki sorunumuzu çözmeden de dışarıdaki kişiler ve olaylarla olan ilişkilerimizi çözemeyeceğimizi söyleyebilirim yoksa neden bu kadar çok gezegen aynı anda retro yapıp, bizleri geriye döndürsün, yaptığımız hatalar ya da yapabilecekken ama korkudan ama değişime direnç göstermekten dolayı ertelediğimiz sorumluluklar, almaktan kaçındığımız kararlar ile yüzleştirsin?

Hepimize aydınlık ve güzel günler diliyorum, gökyüzü yolculuğumuzun rehberi olsun, sevgi, umut ve ışık ile…

Hülya DEĞER Dip. ASA