Başak burcunun detaycı ve analizci enerjisinden sıyrılan VENÜS 14 Ekim- 8 Kasım tarihleri arasında yöneticisi olduğu Terazi burcuna giriyor. Söz konusu ilişkiler ve bunun huzur ve güven içerisinde devamlılığı olduğunda VENÜS’ün Terazi yolculuğu her birimize ihtiyacımız olan işbirliği yapma kapasitesini ve ilişkiler içerisinde adaletli davranma anlayışını verecektir. Okumaya devam et “VENÜS TERAZİ BURCUNDA (14 Ekim- 8 Kasım) : İyi Günde, Kötü Günde; Hastalıkta ve Sağlıkta”
Etiket: gökyüzünün rehberliği
MERKÜR AKREP BURCUNDA 24 EKİM- 12 KASIM
Astrolojik olarak MERKÜR zekamızı ve entelektüel düzeyimizi, konuşmamızı, iletişimimizi ve ifade tarzımızı anlatır. Mantıklı düşüncelerimizi, zihinsel esnekliğimizi ve karar verme tarzımızı doğum haritalarımızdaki Merkür ve haritamızdaki yerleşiminden, diğer gezegenlerle yaptığı açılardan analiz ederiz.
Bugün gökyüzündeki Merkür AKREP burcuna giriş yaptı ve 12 kasım tarihine dek de bu burçta bulunacak. AKREP burcundaki MERKÜR su elementinde bulunduğu için duygusal ve sezgisel iletişime vurgu yaparken sabit bir burç olması nedeni ile de düşünce ve fikirlerde sabitliğe, kararlılığa ve keskinliğe işaret eder. Okumaya devam et “MERKÜR AKREP BURCUNDA 24 EKİM- 12 KASIM”
NE BİÇİM Bİ AKREPSİN ?
” Bir akrep çelik zırhla kaplanmış gerçek bir tanktan farksızdır. Saldırı ve yok etmeye programlı bir ölüm makinası gibidir. Zorlu şartlara inanılmaz dirençlidir mesela iki gün hiç hava almadan su altında yaşayabilir, 3 yıl hiç yemek yemeden hayatta kalabilir, 24 saat dondurucuda kalsa da canlılığını sürdürebilir. Radyasyona karşı da inanılmaz dirençli olup zehrinden anti nükleer aşı üretilir. Kanı beyaz olup, bundan elde edilen serum, atom bombalarının yol açtığı yaraları kapatıp hücrelerin yeniden üremesini sağlar.” Bir makalede okuduğumda çok etkilemişti bunlar beni. Belki duymuşsunuzdur, etrafı ateşle çevrilen ve kaçacak bir yer bulamayan akrep bir süre sonra kendini sokup öldürüyormuş ama sıkı durun bu sıradan bir ” intihar ” olayı değilmiş. Biyolog ve araştırmacı Maupertius 1743 tarihinde bu konuya bir açıklık getirmiş : Akrebin bu soylu davranışının arkasında, yanan ateş nedeniyle hayvanın derisinin susuz kalıp kuruması ve asıl önemlisi proteinlerinin pıhtılaşması yatıyormuş. Hayvan, yanan ateşten korktuğu için değil, proteinsiz bir yaşamın elini kolunu bağlayacağını bildiği için intihar ediyormuş.
Neden mi anlattım bunları ? Okumaya devam et “NE BİÇİM Bİ AKREPSİN ?”