Hani ay herkese gülümserken,
Mevsimler kimseyi dinlemezken…
Hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken,
Eskidendi, çok eskiden.
Hani hepimiz arkadaşken,
Hani oyunlar tükenmemişken,
Henüz kimse bize ihanet etmemiş,
Biz kimseyi aldatmamışken,
Eskidendi, çok eskiden.
Hani şarkılar bizi bu kadar incitmezken,
Hani körkütük sarhoşken gençliğimizden,
Daha biz kimseye küsmemiş,
Daha kimse ölmemişken,
Eskidendi, çok eskiden.
Şimdi ay usul, yıldızlar eski
Hatıralar gökyüzü gibi gitmiyor üstümüzden
Geçen geçti,
Geçen geçti,
Geceyi söndür kalbim
Geceler de gençlik gibi eskidendi
Şimdi uykusuzluk vakti. MURATHAN MUNGAN
9 Temmuz Pazar günü sabahın ilk saatlerinde , İstanbul saati ile 07:07 de Oğlak burcunun 17. derecesindeki Ay ile, Yengeç burcunun 17. derecesindeki Güneş karşı karşıya gelecek ve bir dolunay yaşayacağız. Ay tüm parlaklığı ile “eskiye” dair ya da şu an gündemimizde olana dair her ne varsa aydınlatırken, bilinçli yönelimlerimiz, isteklerimiz ve bilinç dışı tepkilerimiz karşı karşıya gelecek. Dolunay zamanları en tepkisel olduğumuz zamanlardır ki bu dolunay oluşturduğu gezegen görünümleri ile hali hazırda sert, zorlayıcı ve bir o kadar da bizleri sıkıştıran etkileri içerisinde barındırmakta.
Dolunay haritasında Ay ile Plüton Oğlak burcunda, anın haritasında 6. alanda kavuşumda, Güneş ve Mars ise Yengeç burcunda ve haritanın 12. alanında kavuşumda. Jüpiter ise haritanın 3. evinden ama 4. burcundan bu karşıtlığa sert açı göndererek dolunay ve Mars- Plüton karşıtlığını bir T kareye çeviriyor.
Yükselen burç Aslan ve Güneşin 12. alanda oluşu kendimizi istediğimiz düzeyde ifade etmekte zorlanabileceğimiz gibi bir takım gizli düşmanlıklara ve perde arkasından dönebilecek türden oyunlara da muhatap olabileceğimizi işaret ediyor.
Şubat ayında oluşan Balık-Başak aksında yaşanan tutulmalar yavaş yavaş etkisini yitirirken, Ağustos ayında yaşayacağımız Kova-Aslan burçlarında yaşanacak tutulmalara hazırlanıyoruz aslında ve bu dolunay da bir anlamda bizleri sıkıştırıp, bazı zamanlarda duygusal olarak patlama noktasına getiren olaylarla karşı karşıya getirerek önümüzdeki süreç için hazırlıyor aslında.
Dolunay sırasında sert enerjiler, bizleri zorlayan koşullar oluşturacak ancak madem ki astroloji farkındalığımızı arttıran bir araç, madem ki görmekte ve anlamdırmakta zorlandığımız olaylar karşısında bir yol gösterici; o halde her şeyden önce YENGEÇ ve OĞLAK karşıtlığını iyi anlamamız gerek diye düşünüyorum. Hangi burçtan olursak olalım, doğum haritalarımızda bir yaşam alanı bu iki burç tarafından tutulmuş durumda zaten. Haritalarımızın Yengeç burcu alanından daha duygusal, hassas ve korunmacı tavırlar sergilerken; Oğlak burcu alanında daha sorumlu, daha olgun ve tedbirli hareketler beklenir bizlerden.
Yengeç biz insanoğlunun çocukluk dönemi iken, Oğlak olgunluk hatta yaşlılık dönemidir. Yengeçte yaşam acemisi ve bu acemiliğin verdiği korkuları, tedirginlikleri taşırken, Oğlak burcunda daha olgun, daha tedbirli ve hatta o yaşa dek bir kaç kez feleğin sillesini bile yemiş olduğumuz için bazı alanlarımızda daha bir deneyimliyizdir yaşam karşısında.
Yengeç burcu süt içen bir çocuğun dudaklarının üzerindeki süt kalıntısının verdiği masumiyet ise, Oğlak burcu işe gitmek için kurduğumuz saattir,bize yaşamdaki sorumluluğumuzu hatırlatan. Yengeç burcu sahip olduğu manevi ve maddi güvenli alanlarını kaybetme endişesi ile bazen mızmızlık eden bir çocukken, Oğlak erkenden büyüyen ve sorumluluk alan, değil mızmızlık etmeye tembellik etmeye bile vakti olmayan bir burçtur.
Yengeç ve Oğlak burçları Zodyak burçlar kuşağının en önemli iki eşiğini sembolize ederler : evimiz, yuvamız, ailemiz ve işimiz, kariyerimiz, sorumluluklarımız. Bu dolunay döneminde yaşam karşısındaki sorumluluklarımız, işimiz ve kariyerimiz, ailevi konulardaki yaklaşımlarımız bu önemli iki eşik çerçevesinde şekillenebilecek türden olaylar yaşanabilir.
Duygusal ve fiziksel kısıtlanmalarımız, işle ve ailevi konularla ilgili belkide şimdiye dek görmediğimiz, görsek de ne yapabileceğimizi anlamadığımız yaşam sorumluluklarımıza vurgu yapıyor gökyüzü haritası. Sanki bir sağ yanaktan bir sol yanaktan şamar yiyen ama ağlamaya teşebbüs ettiğimizde de “kes sesini” diye zılgıt yiyen sadist bir öğretmenin elinde küçücük öğrenciler gibiyiz bu dönem. Hayatta isteklerimizi bulmakta, bulsak da devamlılığını sağlamakta zorlanıyoruz.
Dolunay 6-12 aksında gerçekleşiyor. Bu karşıtlık ve ortaya çıkan yoğun ve sert enerjiler iş ve kariyer anlamındaki kısıtlanmaları, ailevi konularda ve iş, çalışma koşullarında almakta zorlandığımız sorumlulukları anlatırken, ebeveynlerimize ve belki de onların sağlık koşullarına, hastahane koşullarını gerekli kılan durumlara da vurgu yapıyor. Bu aks aynı zamanda bilinçaltı, en gizli ve dışarıdan anlaşılması zor ve kendimize özel bir alan ile günlük yaşamın rutin aktiviteleri arasındaki karşıtlığı da anlattığı için günlük yaşamımızdaki dalgalanmalar, istikrarsızlıklar, iş yaşamının veya aile düzenin bir türlü istenilen düzeyde gelmeyişinden kaynaklanan belirsizliklere, bu belirsizliklerin yarattığı korku, güvensizlik ve endişelere de işaret etmekte.
Her endişe, korku ya da gelecek günlere dair belirsizlikler de yaşamda bizi, savunma için saldırma konumuna getirebilecek gibi görünüyor aman dikkat. Daha temel problemlerimizi belli bir düzlemde akılcı hale getirememişsek eğer, yeni bir takım problemleri oluşturacak bir gökyüzü var dolunay zamanında, bu nedenle olabildiğince sakin ve temkinli adım atmak, kontrolümüzü kaybetmemize neden olabilecek ortam ve kişilerle bir arada olmamaya dikkat etmek gerekiyor.
Dolunay haritasında hem Ay hem de Güneş rahatsız pozisyondalar, Mars ile Plüton arasındaki karşıtlık hedefleri gerçekleştirmek adına başkalarına karşı acımasızlık yapabilme ihtimaline, hırslı ve ne pahasına olursa olsun kazanma arzusunun tavan yapabileceğini işaret ediyor. Tahrik edici, kavgacı, acımasız hatta sadistliğe varabilecek türden eğilimler barındırıyor gökyüzü.
Dolunayın yöneticisi Satürn’ün geri harekette olması, Mars ile birbirini görmeyen açılarda olması bu dönemde elimizin kolumuzun sanki yerinden kaldıramayacak kadar isteksizliğe, sorumlu davranmaya çalıştıkça başarısız olma korkusuna yenilmeye, ne zaman kendimiz için bir şeyler yapmak istesek hep bir engelle karşılaşıyormuş gibi hissedebileceğimize işaret ediyor.
Yükselen üzerindeki Aslan burcundaki Merkür ” her şeyi ben bilirim, en doğru çözüm yolunu ben bulurum ” gibi kendi aklımızı herkesten yüksek bir yere konumlandırarak, sağdan soldan tavsiye almaya da kapalı bir yapıda olduğumuzu da anlatıyor.
Daha gerçekçi, daha ayakları yere basan fikirlere prim vermenin ve de net kararlar almanın önemli olacağı dönemdeyiz. Belli bir hedef doğrultusunda hareket etmek, hayallere kapılmadan somut gerçekler ile yol almak ve idealist bir bakış açısı ile olayları ele almak önemli. Bu süreçte yaşam bizden mızmızlık etmemizi değil, büyüyüp olgun ve sorumlu bir yetişkin gibi davranmamızı bekliyor.
Elimizde neler var? Şimdiye dek neler yaptık? Neler yapamadık? Neleri yapmakta zorlanıyoruz? Neyi görmüyoruz ve ısrarla aynı hataları yapıyoruz ki ilerlemekte zorlanıyoruz? Amaç ve hedeflerimizi gerçekçi bir zeminde değerlendirmek durumundayız. Bunun içindir ki şimdiye dek süregelen kendi kişisel güvenlik alanlarımızın yıkılması,dönüşmesi, şimdiye dek amaçlarımıza ulaşmak için kullandığımız yöntemlerin değişmesi gerekebilir. Dolunay’ın Plüton ile olan irtibatı kişisel olarak dönüşüm krizlerini anlatırken, belki de kendi kendimize çizdiğimiz katı sınırlarımızın, esnemekte zorlanan yanlarımızın varlığına dikkat çekiyor. Bir şeyi unutmamak gerekir bu noktada, yaşamda esneyemediğimiz yerlerde kırılır, parça parça oluruz, kendi kişisel zırhlarımız, kabuklarımız, herhangi bir konuda da ısrarcı , hırslı ve her ne pahasına olursa olsun kişisel alanlarımızı koruma çabaları bir süre sonra bizlere yük olmaya başlayacaktır. Tecübelerimizin içinden derslerimizi alıp, işimize yaramayan ve bizleri geliştirmeyen deneyim ve düşünce kalıplarını bırakmamızı söylüyor gökyüzü. Büyümemekte ısrarcı bir çocuk olmak yerine, büyümemizi ve sorumlu bir birey gibi davranmamızı talep ediyor yaşam bizlerden.
Haritada dolunay yöneticisi Satürn’ün konumu geçmişte yarım bıraktığımız ve belki de çeşitli nedenler ile yarım kalmış projelerin bitirilmesi yönünde, yeniden yapılandırılması yönünde bizleri destekleyecektir. Yarım kalmış işlerimizi tamamlamak adına olumlu bir süreç içindeyiz. Burada da fazlası ile hırslı olmak ve ısrarcı olmak, gözükara bir şekilde illa ki benim dediğim, benim dediğim şekli ile olacak inadı içinde olmamak konusunda dikkatli olmamız gerekiyor.
İkili ilişkilerimiz, evlilikte ve ortaklık konularındaki yaklaşımlarımız ise dolunay ile birlikte hareketlenerek bizleri bir takımkarar vermemiz gereken koşullar ile karşı karşıya getirebilir. İlişkilerinizden kurduğunuz ortaklıklardan yana endişeniz yoksa, arkasında durduğunuz kapı gibi sağlam dediğiniz türden ilişkileriniz varsa, bu süreçten korkmanıza ve endişe etmenize gerek yok. Ancak eğer ki her yönden sallantıda ve iki taraf için de karşılıklı sinir harbinin yaşandığı türden ilişkilerin içerisindeyseniz bu dolunay ve takip eden 2 haftalık süreçte bir takım zorlayıcı koşulların içinde kalmak da mümkün.
Oğlak burcu dolunayının her birimizin yaşamında olumlu, geliştirici ve kalıcı bir takım değişimleri getirmesini diliyorum. Yaşamın bazı zamanlarında zorluklar, stresli koşullar içerisinden geçmek son derece normal, önemli olan bu zorlukların içerisindeki gelişim ve değişim fırsatlarını görmek, yakalamak ve yaşama pozitif olarak geçirmek.. İnanıyorum ki her birimiz bunu yapabilecek olgunluğa, inanca ve de cesarete sahibiz…
Sevgi ve ışıkla, gökyüzü rehberimiz olsun..
Hülya DEĞER Dip. ASA