2 Mart 2018 Başak Burcunda Dolunay : Boş Hayallere Kapılmak ya da Yanlış Hayatların Peşine Takılmak…

başak dolunay1

2 Mart 2018 tarihinde Ankara saatine göre 03:51 de Başak burcunun 11. derecesinde bir dolunay gerçekleşecek. Her ay bir defa Güneş ve Ay gökyüzünde karşı karşıya gelerek birbirlerine meydan okurlar; geçmiş ve gelecek, bilinçli istekler ile bilinçdışı yönelimler, ihtiyaçlarımız ile isteklerimizin çatışmasıdır aslında bu dönemler. Güneş geleceğimizi, nereye varmak istediğimizi, uğraşımızı temsil ederken; Ay ise geçmişimizi ve yaşamda rahat etmek için, duygusal açıdan huzurlu olmak için neye ihtiyacımız olduğunu anlatır. Bu ikisinin gökyüzünde karşılıklı konumlanması; içinden geçtiğimiz süreçte hayatımızın her aşamasına muğlak, belirsiz ve paradoksal olarak gerilimlerin içine çekildiğimiz bir süreçtir ve tüm karşıt açılarda olduğu gibi en çok da ilişkiler üzerinden deneyim yaşarız. Bu illa ki bir kişi olmak durumunda da değildir; madde ile ilişkimiz, kendimiz ile ilişkimiz, sağlığımız ile ilişkimiz gibi listeyi uzatmak mümkün.

Başak burcunda gerçekleşecek Dolunay. İnandığı şeye tevazu ve sadakatle kendini veren, çalışkan, yaptığı her ne ise onda titiz ve hatta mükemmeliyetçi, en son tahlilde uzmanlık yolunda ilerleyen mükemmel bir yaşam öğrencisidir. Gerekli olan her ne ise onu bulup, uyum sağlamaya da isteklidir değişken nitelikte bir burç olarak. Verimlilik temel felsefesidir toprak elementi olduğu için de.

Dolunay haritasında ufukta Oğlak burcu yükselirken Yükselenin hemen üzerinde konumlanmış olan Satürn sorumluluk, ciddiyet ve prensipli hareketler bekliyor bizlerden. Hayata görev duygusu ile yaklaşmamızı, zorlu yaşam koşullarında olsak da dimdik durabilmeyi, her türlü olasılığa karşı tedbirli olmamızı istiyor.

Güneş ile beraber Merkür, Venüs, Neptün ve Kiron da Balık burcunda yer alıyor ve bir stelyum oluşmuş durumda. Ay’ın dizpozitörü durumunda olan Merkür’ün Venüs ile kavuşumu ve Yay burcundaki Mars’ın bu kavuşuma haritanın 12. evinden gönderdiği sert açı dolunayın kafa karıştırıcı, yön ve amaç duygumuzu bulanıklaştıran çokça da kurban ya da kurtarıcı rolüne bile isteye bürünebileceğimizi işaret etmekte. Mars ile karşılıklı ağırlamada bulunan Akrepteki Jüpiter olayları daha da bir büyütme eğilimine, bulanık suların daha da bulanıklaşabileceğine işret etmekte eğer ki duygu ve akıl arasında sağlıklı bir köprü kurmayı beceremez isek.

Balık burcundaki stelyum, yön duygumuzu bulanıklaştırıyor ve elimiz kolumuz bağlı bir şekilde biri gelsin de bizi içinde bulunduğumuz durumdan çekip çıkarsın isteğimizi körüklüyor. Fakat tam da bu noktada Başakta Dolunay bizlerden var olan karmaşık durumlarımıza, çözümsüz görüp öylesine akışa bıraktığımız durumlara bir düzen getirmemizi istiyor. Üstelik de bu düzen; verimli, somut, pratik, uygulanabilir ve ayağı yere basan tarzda olsun diye de bastırıyor zira AY hem yükseleni hem de Oğlakta bulunan Satürn’ü üçgen açı ile görüyor.

Dolunay haritanın 2. evinde ama 3. burcunda bu da hem maddi ve manevi değerlerimize, sahip olduğumuz ve “benim” dediğimiz şeylere, paraya ve onunla olan ilişkimize, kendi değerimize ve değersizlik duygularımıza hem  de düşünce, konuşma ve iletişim şeklimize, yakın çevremiz ile kurduğumuz ilişkilere vurgu olacağını gösteriyor.

Bu görünümler altında Neptün vurgunundan kaçmak için epey bir çaba göstermemiz gerekiyor sanırım. Söz konusu Neptün ve Güneşin yan yana gelişi olduğunda kişi ister istemez hem kişiliğini hem de hedef algısını sağlıklı temeller üzerine oturtmakta zorlanıyor. Özel biri olma isteği, daha kendi isteklerini netleştirmemişken başkalarının istekleri peşinden fedakarlık adı altında gitme isteği, aşırı hassasiyet ve çoğunlukla da alınganlıkla olay ve insanları net değerlendirememek çok mümkün görünmekte. Kendimizi başkalarının insafına bırakmaya ve bilinç dışımızda bastırdığımız isteklerimizin ( mars 12. ev) üzerimizde yarattığı baskı ile kendi kendimizi kandırmaya o kadar meyilli olabiliriz ki eğer akıllı, mantıklı ve ne istediğini bilen tarzda hareket edip, düşüncelerimizi belli bir noktada toparlayamazsak…

Dolunay haritası lokomotif tip haritaya tipik bir örnek ve AY fokal gezegen durumunda demek ki aşırı koruyucu, kollayıcı, hatta fazlası ile verici davranarak karşımızdaki kişiyi boğmak, bu kadar verici olarak da aslında o kişiyi kendimize bağımlı kılarak bir tür yapay mutluluk yaratma eğilimi söz konusu. İlişkide olduğumuz insanların reaksiyonlarına aşırı duyarlı olma durumunda kalabileceğimiz için de, en masum eleştirileri, imaları kişisel alma tehlikesi içine girebiliriz.

Kurban psikolojisi o kadar rahatlıkla içine çekebilir ki bu tür durumlarda çünkü konforludur, hep şanssızlıklar bizi bulur, hep ters insanlar ile yolumuz kesişir, kader bi türlü yüzümüze gülmez vs. vs. Kurban pozisyonundaki kişinin en temel ikincil kazancı aslında sorumlulukları hep başkasına yıkmaktır.  Yakın çevremizdeki insanlarla istikrarlı ilişkiler kurmak ve sürdürmek yönünde can atsak da dalgalı ve sürekli değişken ruh hallerimiz, ne istediğini bilmeyen davranışlarımız güvenli limanlarda demir atmamızı zorlaştırıyor.

AY hem dolunayın baş aktörü hem de apekste yer aldığına göre bunun olumlu kullanımı duygusal düzeyde sorunlarla başa çıkmak adına kendimizi ve ihtiyaçlarımızı iyi fark etmek olacaktır. Bizi üzdüğünü bile bile, belki bize artık yük olduğu için sürekli şikayet ede ede  başkalarının hatalarını telafi mi ediyoruz? Kendi sorumluluklarımızı doğal bir şekilde üstlenebiliyor muyuz? Olan biten tüm olayların içerisinde gerekli olanı kabul edip gerekli olmayan şeyleri de sağlıklı bir şekilde dönüştürebiliyor muyuz? Birini kurtarmaya çalışmadan önce kendi kendimizde neyi kurban ettiğimizin farkında mıyız? Kimseye bel bağlamadan kendimizin ve yaşamımızın sorumluluğunu alabiliyor muyuz?

Birinin bir sorunu çözmek adına kurtarıcı rolü değil de gerçekten yardım eden kişi rolü arasında tek fark olayda sorumluluğu kimin aldığıdır unutmayalım ki. Kimsenin hayatının ve kararlarının sorumluluğunu almak hele ki daha kendimizinkileri halletmemişken büyük bir çelişki değil midir? İşte Başak burcundaki dolunayın ana mesajı bu aslında; büyü ve yaşamının sorumluluğunu al, gerçekçi ol. İlişkilerin tıkanmış olabilir, parasal anlamda sıkışmışlıklar yaşıyor olabilirsin, nasıl başlayıp nereden çözeceğini bilmediğin sorunlar yumağı içinde de olabilirsin ama unutma şu yeryüzünde ölümden gayri her şeyin bir çözümü vardır. Ay- Satürn üçgeni sorumluluklarımızı eksiksiz yerine getirdiğimizde, limitlerimizin farkında olup ne istediğimizi bildiğimizde, hedeflerimizde kararlı olduğumuzda ve olgun bir tevekkül hali içinde davrandığımızda sorunlarımızı çözmek, bozulan yapıları tamir etmek için bizlere destek olacaktır.

Yazımı çok sevdiğim Can Yücelin şahane bir şiiri ile tamamlamak istiyorum…Sevgi ve bereket dolu güzel bir dolunay süreci diliyorum.

Sevgi ve ışıkla, gökyüzü rehberimiz olsun…

Hülya Değer Dip. ASA

 

YANLIŞ HAYATIN PEŞİNDEN KOŞMAYACAKSIN!   

Boş hayaller kurmayacaksın!

Ne olmasını bekliyorsun?

Hayatın sana ne sunmasını bekliyorsun?

Dün akşam hayalini kurduğun şeylerin, sabah olunca gerçekleşeceğini mi umuyorsun?

Yanlış Hayatın Peşinde Koşmayacaksın!

Sistem böyle çalışmıyor!

Düşünce gücü, metafizik, parapsikoloji, yoga, meditasyon,

aklına her ne geliyorsa, neye inanıyor ve peşinden gidiyorsan,

hepsi bir yerde tıkanıp kalacaktır!

Ummakla, dilemekle olmuyor, ayağa kalkacaksın!

Her şeyden önce farkına varacaksın!

Hangi öğretiye inanırsan inan, üstün körü anlamayacaksın.

Bir bilgiyi gerçekten hayatında uygulayamıyorsan, o bilgiye sahip olduğun

yanılgısına kapılmışsın demektir.

Kendini kandırmayacaksın!

Gerçekleri anlayacak, sonu her ne olursa olsun kabul edeceksin.

Bazen bildiklerin, öğrendiklerinin acı verir.

Onu da yaşayacaksın.

Önce kendinin, ne olduğunun, nelere sahip olduğunun, gücünün, yeteneklerinin,

bu hayata neden geldiğinin farkına varacaksın.

 

Hayatını, gereksiz şeyler uğruna harcamayacaksın.

Kalbinde yaşadığın her duyguyu aşk sanıp, peşinden çöllere düşmeyeceksin.

Aşkın adını ağzına almadan önce, uzun uzun düşüneceksin.

Yüreğinle yüzleşeceksin.

Sevgiyi, tutkuyu, şehveti, alışkanlığı, çekimi, aşkı birbirinden ayırt edeceksin.

 

Hiç kimsenin ve hiçbir şeyin senden daha önemli olduğunu düşünmeyeceksin.

Bedenine, ruhuna, aklına sahip çıkacaksın.

Hak etmeyenin ardından yas tutup, bunu da aşka bağlayıp, aşkın şanını kirletmeyeceksin.

Kendini tanıyacaksın, hem de çok iyi tanıyacaksın!

Kimleri, neden ve niçin seçtiğini bileceksin.

İnsanız hepimiz, elbette zayıflıklarımız, düşkünlüklerimiz, saflıklarımız

var ancak kendi huylarını, eksiklerini iyi tahlil edeceksin.

Ardından gözyaşı döktüğünün adını doğru koyacaksın!

Yıllar süren yaslar yaşayıp, unutamadığını iddia edeceğine,

neden hayatına başlayamadığını çözeceksin.

Korkularınla yüzleşeceksin.

 

Yattığın yerden, kurduğun hayale uygun bir beyaz atlı prens beklemeyeceksin.

Aklın çalışacak, elin ekmek tutacak,

kimseye boyun eğmeden yaşamanın lezzetini bileceksin.

İster kocan olsun, ister oğlun, ister anan, ister baban,

kimsenin sevgisiyle hükmünü birbirine karıştırmayacaksın.

Ezilen, zavallı, akılsız olmak kazandırır gibi dursa da,

sonunda mutlak kaybettirir; bunu unutmayacaksın!

 

Başkalarına değil, kendi gücüne inanacaksın.

Birinin boynuna asılarak durursan, karşındakini yormakla kalmazsın,

bir gün kendi kolların bile çekemez ağırlığını düşersin; kimseye dayanmayacaksın!

Dünya da sensin, evren de!

Kendini geliştireceksin. Büyüyeceksin, olgunlaşacaksın.

Ruhunu da, aklını da bedenin gibi besleyeceksin.

Önce sen büyük olacaksın, farkında olacaksın,

sonra dünyanın zevklerinin, aşkın, hayatın tadını çıkaracaksın.

 

Emanet hayatlara tutunup, ömrünü harcamayacaksın.

Ne olmasını bekliyorsan, sen öyle oturdukça, olmayacak.

Boşuna hayal kurmayacaksın!

CAN YÜCEL 

 

2 Mart 2018 Başak Burcunda Dolunay : Boş Hayallere Kapılmak ya da Yanlış Hayatların Peşine Takılmak…” üzerine 4 yorum

  1. Geri bildirim: 2 Mart 2018 Başak Burcunda Dolunay : Boş Hayallere Kapılmak ya da Yanlış Hayatların Peşine Takılmak… | ZAMAZİNGO

  2. Geri bildirim: 2 Mart 2018 Başak Burcunda Dolunay : Boş Hayallere Kapılmak ya da Yanlış Hayatların Peşine Takılmak… | ZAMAZİNGO

Yorum bırakın