28 Haziran Oğlak Burcunda Dolunay: Korkunun Bittiği Yerde Başlıyor Yaşam…

DOLUNAY1

Yarın sabah saatlerinde Oğlak burcundaki Ay ile Yengeç burcundaki Güneş karşı karşıya gelerek Dolunay fazını oluşturacak. Bilincimiz ile ruhumuz, mantıklı tarafımız ile dürtüsel tarafımız, içimizdeki dişil ile erilin mücadelesinin yarattığı gerilimdir dolunay zamanları. Üzerimize yük olarak hissettiklerimiz daha bi ağırlaştırır kendini, olan biten olaylar daha bi gözümüze gözümüze batar, stresten doğan gerilime her an patlamaya hazırızdır bu dönemlerde. Ama artan gerilim ve kutupsallık farkındalığın da en çok açıldığı zamanlara işaret eder.

AY Oğlak burcunda, Satürn ile kavuşumda. Depresif duygular, karamsar bakış açısı ve olaylar karşısında yetersizlik hissi üretmeye hazır durumda. Güneş Yengeç burcunda ve haritanın 12. evinde kapalı kalmış durumda üstelik de etrafımızda olan bitene nasıl cevap verdiğimizi gösteren yükselen burç Aslan’ın yöneticisi olarak. 12. evdeki Güneş Satürn ile karşıt, üstelik Satürn retro. Korkuyoruz… Kaybetmekten korkuyoruz. En çok sevdiklerimizi kaybetmekten, işimizi kaybetmekten, sağlığımızın bozulmasından, parasız kalmaktan (para evinin yöneticisi Merkür de 12. evde üstelik Ay, Merkür’ün dizpozitörü durumda, yetmezmiş gibi anaretik derecede) aile bütünlüğümüzün bozulmasından, aldığımız sorumlulukları yerine getirememekten, henüz göremediğimiz ama çok derinden hissettiğimiz bir şeylerin artık eskisi gibi olmadığı, olamayacağı hissinden, geleceğin belirsizliğinden …

Dolunayın baş aktörleri Ay ve Güneş’in bulundukları burçların kutupsallığı kendimizi ve yaşamımızı hem ruhsal hem fiziksel olarak inşaa etmekle ilgili yaşadığımız gerilimden doğuyor. YENGEÇ anne kucağındaki gamsız ve her ihtiyacı karşılıksız ve sevgi ile yerine getirilen, doyurulan çocuk tarafımız ise OĞLAK olgunluk hatta yaşlılık çağımızdır. Yengeç de yaşamın acemisiyizdir ve sık sık karşılaştığımız engellerde mız mızlık etme hakkını görebiliriz kendimizde, küsüp oyundan çıkabiliriz örneğin ama Oğlak tarafında yaşamda edindiğimiz tecrübelerin toplamı vardır, artık büyümüşüzdür, yaşam bize sabrı, olgunluğu, zamanın değerini, sorumluluğu ve sorumlu olmazsak bunun neye mal olacağını öğretmiştir.

12. evde Güneş, 6. evde Ay. Hayatın içinde kendimizi gerçekleştirmek için sağlam bir temele ihtiyacımız olduğunu, hissettiğimiz yaşla kronolojik yaşımızın birbirine uymadığını (ki eminim son zamanlarda kendini bin yaşında hisseden çoktur yaşadıkları deneyimler sonucu ya da tam tersi ergen modunda dolanıp bi türlü büyümeyen, büyümek istemeyen, geçmişteki mutlu hatıralarına tutunup akıp giden yaşamın gerçeklerini göremeyen kişiler yok mu sahiden etrafınızda?) hem kendi hem de etrafında özellikle aile büyüklerinin sağlığı ile sorunlar yaşayanlar olduğunu anlatıyor. Yaşamın gerçekleri içerisinde  karşılaştığımız zorlukların bizleri sıkıştırdığını rahatlıkla okuyabiliriz harita içerisinden.

Kiron’un dolunaya yaptığı sert açı ve dolunay aksını dönüştürdüğü T-Kare açı kalıbı, özellikle de 9. evden gelince toplumsal kurallara, sorumluluklara uyulmadığı taktirde, kanunsuz ve kuralsız davranıldığında ya da 12. evdeki Merkür’ün negatif tarafı olan yalan, üçkağıt, kaçamak yapabilmek için fırsat kollama, başına buyruk söylem ve davranışlar, anı hafızası güçlü olan bu Merkür ile geçmişte yaşanılan tatlı, huzurlu, cici günlerimizin hatıralarına tutunup ah vah ederken önümüzdeki gelişim fırsatlarını görmemeye işaret ediyor olabilir. Sonuçta olan şey ise tüm Kiron sert açılarında olduğu gibi yaralanacağımız, incineceğimiz olaylar, sürekli davranış tekrarına düşe düşe akıllanmak yerine acılardan bir madalya yapıp göğüste taşıma.. Bu dönem acıdan beslenmek yerine kendi kendimizle yüzleşmek, yapmamız gereken şeyi yapıp gerisini ilahi plana bırakmak, yaşadığımız acı deneyimleri tecrübeye dönüştürüp ama asla acıdan beslenmemek olmalı.

Gökyüzünde neredeyse tüm önemli gezegenler retro durumdayken bu dolunay döneminde kendimizin en iyi olma halinden alıkoyan nedenlerimiz üzerinde düşünmek, yarım bırakılan işlerimizi, aksattığımızı düşündüğümüz sorumluluklarımızı daha gerçekçi ele almak, hayatımızda kangren olmuş ve bizleri korku ile baskı ile yıldırmış kişi, olay ve davranış kalıplarından arınmak sanırım bu süreçte en doğru yaklaşım şekli gibi görünüyor. OĞLAK ciddiyet demektir ama samimiyet ile birlikte olan ciddiyettir. Eğer istediklerimizde samimi isek, beklentilerimizde gerçekçi isek, yaşamın limitleri ile kendi limitlerimizi doğru birleştiriyor isek en önemlisi de yaş almak değil olgunlaşmak ise niyetimiz Dolunay’a olumlu açı ile bağlanan URANÜS sürpriz bir şekilde yeni bir takım gelişmeleri bırakabilir kucağımıza.

Karamsarlığın, korkunun ve toplumsal baskılar sonucu oluşan aşağılık kompleksinin tuzağına takılmadan, çabasız bir çaba içerisinde (mars retro çünkü) yaşamın bizler için hazırladığı yeni bir dönemi karşılamaya hazırlanıyoruz. Gökyüzündeki gezegenlerin özellikle Mars’ın ve Satürn’ün retroları bittiğinde  yani yaklaşık Eylül ayından sonra değişim adına ve bu değişim karşısında yaşamın yeni baştan şekillenmesi adına  adımlar atmaya başlayacağız. Ama şimdi sakinlik, sukünet ve sabır zamanlarındayız.

söz2

Sevginin tüm karanlıkları, korkuları ve güvensizlikleri aydınlığa çıkardığı bir dolunay dönemi yaşamınız dileği ile… Gökyüzü rehberimiz olsun…

Hülya DEĞER Dip. ASA

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s