21 MART TERAZİ BURCUNDA DOLUNAY:”İyi ki…”lerimizle Güçlenme, “Keşke…” lerimizle Tükenme Zamanları…

may-10-2017-full-moon-home-consciousness-full-moon-may-karmic-credits-consciousness-full-moon-time-may-10-2017

21 Mart Perşembe günü Terazi Burcunun 0 derecesinde AY-Güneş karşıtlığı yani Dolunay yaşayacağız. Dolunay zamanları çoğunlukla iç dünyamızda olan bitenler ile dışımızda olan bitenlerin bir nevi karşı karşıya gelip, birbirlerine meydan okurcasına sürtüşme zamanlarıdır. Hatta bazen İçimizden en ilkel, en ham ve içgüdüsel bir kadın ya da adam çıkar bu zamanlarda; bazen de çıkmakta zorlanan bu en ilkel doğamız kendimize dönüp pasif agresif hatta depresif 🙂 haller yaşatır bizlere. Dolunay zamanlarında güvenliğimiz, moral ve motivasyonlarımız, bunları yükselten veyahut düşüren durumlar, bağlılıklarımız ve bağımlı olduklarımız, gönüllü esaret hallerimiz, zamanında ayıla bayıla kabul ettiklerimiz ama artık çok da ayılıp bayılmadığımız durumlar, korkularımız, endişelerimiz, güvensizliklerimiz ayyuka çıkabilir. Ortaya çıkanlarla yani aşikar olan ile içeride yani gönlümüzde ve henüz aşikar olmayanlar daha da bi çarpışır ki bundandır Dolunay zamanlarında artan sinir, stres ve gerilim…

Ekinoks zamanın içinde olacağız tam da bu dolunay zamanı, gecenin ve gündüzün eşitliğini anlatan ekonoks sembolizması gibi; içimizdeki kadın ve erkeğin aynı hizaya gelmesini, eşit ve adil koşullar altında olmayı, hedeflerimiz ile isteklerimizin birbiri ile uyumlanmasını, bilinçli hallerimiz ile o bilinçsiz, içgüdüsel hallerimizin birbiri ile çarpıştırmadan bir orta yolu bulmamızın bizden talep edildiğini anlatıyor anın haritasında.

Anın haritasında Kova burcu yükselmekte. Ay TERAZİ burcunda; Güneş ise KOÇ da.

Güneş KOÇ- Ay TERAZİ. Bu kutupsallık ne mi anlatıyor? Dolunayın anlattığı gerilimin nedeni mi ne?

Güneş KOÇ savaşçı, girişken, atak ve “ben” diyen bilinçli yanımız….

Ay TERAZİ ; barış yanlısı, huzur ve denge, istikrar isteyen duygusal dünyamız….

Güneş KOÇ dengesiz bir enerji, kontrollü olmaya çalışan ama her an öfkesine yenilecek gibi duran eril yanımız (anın haritasında dizpoiztörü MARS Boğa burcunda, Mars Venüs ile karede, MC ile karşıt, Mars iyimser Jüpiter’i hiç görmüyor bile…)

AY TERAZİ; eğer duygusal olarak dengemi bulamazsam çeker giderim, yeter artık bu haksızlıklar, eşitsizlikler diyen yanımız dişil yanımız (anın haritasında VENÜS Kova burcunda)

Güneş KOÇ; “Bir başına kalmaktan korkma, gerekirse yoluna tek başına devam edersin, kaderimizde bu varsa bunu yaşamaktan korkmuyorum, yola çıkarken yanında olan kişi ile yola devam ederken yanında olan kişi aynı değil ki zaten  gazını bize vermeye çalışan ego kalıplarımız ” (Güneş burç dışında Ay düğümleri ile olumlu açı yapıyor. MC ve ASC ile olumlu açılardan çalışıyor.)

Ay TERAZİ; “Yalnız kalmaktan korkuyorum, bir ilişki içinde kendimi var etmeye öyle uzun zamandır alıştım ki neredeyse bir ilişkim olmazsa yaşayamayacak noktaya geldim ama yaşadığım ilişkide de dengeye ve huzura çok ama çok ihtiyacım var” diyen duygusallığımız…

Güneş KOÇ önce ” ben ” diyen yanımız… Ay Terazi  cümlelere “biz” “biz ikimiz” “birlikte” diye başlayan yanımız…

Hal bu noktada olduğunda sanırım bu dolunayın ana konusu ve mesajı netleşti sanırım. Konumuz ilişkiler, ortaklıklarımız, evlilikler… Her birimizin yaşamında önemli bir dönem olduğunu çok net söyleyebilirim ilişkiler adına. Ayrılmalar, barışmalar, bir ortaklığın bitişi, yolların ayrılması, hak- hukuk- adil koşullar içinde olunup olunmadığının sorgulanması, mahkeme ve hukuksal konular, vs.. ama ne ise olan ve olacak olan her halükarda konuyu ilişkilerimize bağlayacak.

Klasik astrolojinin temel kuralıdır; bir gezegen eğer kendi burcunda değilse onun hareketlerinden dizpozitörü yani gezegenin içinde bulunduğu burcun yöneticisi sorumludur. Güneşi MARS yönetiyor. MARS ise Boğa burcunda gökyüzünde. Ay’ı ise VENÜS yönetiyor. Venüs ise Kova’da. Mars- Venüs bir biri ile sert açıdan çalışıyor yani sürtüşmekteler. Gerilim var arda. Tutku var, ihtiras var, ilişkilerde huzuru kaçırmaya yetebilecek kadar huzursuzluk var, hem aşkın hem nefretin bir arada bir arada yaşandığı ilişkiler var…

Öte yandan Mars ve Venüs’ün yöneticilerinin de izini sürdüğümüzde yollar SATÜRN’e çıkıyor hani şu ödül ve cezaya dayalı sistemi ile henüz istediğimiz şey için hazır değilsek bize sürekli sorun çıkartan, engelleyen, baskılayan ve korkutan gezegene. SATÜRN gökyüzünde Plüton ve Güney Ay Düğümü ile birlikte çalışıyor. Bu da işte bizlere ilişkilerde ve ortaklı çalışmalarımızda henüz hazır olmadığımız durumlara bizi hazırlamak, yeni gelen dönemi daha sağlıklı ve hafiflemiş olarak karşılayabilmek için bırakmamız gereken safralarımızı, ayağımıza pranga olmuş engellerimizi, iki ileri bir geri gidip gelen tutarsız hallerimizi kökten temizleyecek, bitirmemize olanak tanıyacak, biz buna cesaret edemeyip korku ve endişe ile bir kenarda bekliyor olsak bile “olması gerekeni olduracak” türden bir astrolojik görünüm. Boş verdiğimiz şeylerin yarattığı sorunların artık boş veremeyeceğimiz bir noktada olduğunu da söyleyebiliriz. Eğer yaşadığınız ilişkiye çıkarlarınız, “öyle olması gerektiği için” ya da kaybetme korkusu nedeniyle devam ediyorsanız bu dolunay süreci sizi zorlayacaktır. Dengesi kaybolmuş, şirazesi yerinden oynamış, doğru ölçünün bi türlü tutturulamadığı, alma ve verme dengesinin bir taraf lehine bozulduğu, kim haklı kim haksız kavgası içinde sevginin tüketildiği, kimsenin burnundan kıl aldırmadığı ilişkiler adına üzgünüm ki bu dolunay sert bitişleri getirebilir. Hayatımızın merkezinde olan ilişkiler kavga ve ayrılıkla, engellerle, baskılarla sınanabilir, evlilik içerisinde ya da ortaklı ilişkilerde rollerimiz değişebilir. Uzun zamandır sonuçlanamayan konuların da bu dönem sonuçlanması mümkün olabilir.

Açıkçası bu dolunay sürecinde ben gereken emeğin verildiği, dışarıda olan biten ne kadar negatif durum olursa olsun el ele verilip, gönül birliği edilerek bu durumların aşılması adına samimi gayet içinde olan çiftler adına endişe edilebilecek bir durum olabileceğini pek düşünmüyorum zira anın haritasında bunu destekleyen görünümler de mevcut. Tabi ki her doğum haritasından kişi kendi harita potansiyelleri ne anlatıyor ise o doğrultuda yaşayacaktır yeni gelen süreci. Gelen olaylar sert ya da tahammül düzeyini zorlasa da, kişi kontrol edemeyeceği kadersel durumların içinden geçse de tek bir şey yapabilir ki o da şu; kendini bilmek, potansiyellerini fark etmek, hayatın limitleri ile kendi limitlerini senkronize ederek olaylar karşısında tepkilerini kontrol edebilmek. Hayatın içerisinde ne olursa olsun “denge” üzerinde kalmak. Bunu yaptığınız da zaten ne kadar sert astrolojik görünümler olursa olsun, hayatı belli bir süreliğine oyun oynadığımız “sahne” olarak göreceğiz, hayatı evet, bir oyun olduğu fark edeceğiz ve fakat bireysel hayatımızın da asla bir “oyuncak” olmadığının da idrakine varacağız…

Sevgi ve ışıkla…Gökyüzü rehberimiz olsun….

Hülya DEĞER Dip. ASA

18 Mart 2019/ İstanbul

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s