Bakmayın siz benim kuru bir yaprak gibi sallandığıma,
Köküm sağlamdır.
Sarsılsam da kopmam dalımdan, öyle kolay değil
Rüzgarın önüne kapılıp gitmem.
Sonuna kadar vazgeçmem yaşamaktan.
Ne fırtınalar koptu benim hayat dallarımda,
Hiç birinde vazgeçmedim umutlarımdan.
İçimde kıyametler kopsa da,
Ben baharıyım yarınlarımın,
Çiçek açarım her kışın ardından…..
NAZIM HİKMET
5 Nisan Cuma günü sabah saatlerinde KOÇ burcunun 15. derecesinde yeni ay doğacak. Astrolojik olarak yepyeni durumların, hazırsak eğer yeni başlangıçların zamanı, kararların uygulamaya konduğu zamanlar olarak bilinir Yeniay zamanları. Ay ve Güneş’in bir arada tek bir vücut gibi harekete geçen enerjisi hepimizin bu dönemde gönlümüzden geçen dileklerimizle, aklımızdan geçen isteklerimizin ve bunlara ulaşmak adına bilinçli gösterdiğimiz çabalar ile içgüdüsel dürtülerimizin senkronize olmasını destekleyecektir.
Yeniayın gerçekleştiği KOÇ ateş elementinin öncü bir burcu. Zodyak burçlar kuşağının ilk burcu. Dürüst, atılgan, içinde kötülük barındırmayan, bir çocuğun masum hevesi, heyecanı ve saflığı ile hareket eden ve bu hareketleri ile bazen sınırları bilmekte zorlanan, çok çabuk ateşlenen öfkesi ve saldırganlığı aynı hızla da sönebilen bir göksel sembol. Tüm ateş elementi burçları gibi KOÇ da saf inançla, ateşin yükselten enerjisini ilk parlatan, ilk kıvılcımın peşinden giden bir burç. Kışın arkasından gelen bahar gibi, içimizeki yaşamda kalma güdüsünü itekleyen bir burç. KOÇ burcundaki Yeniay hayatımıza anlam katacak, en çok istediğimiz ve hevesle peşine düşeceğimiz yeni hedefler belirlemenin, sıkışıp kaldığımız ve durduğumuz yerde yepyeni yollar açabilme becerisi göstermenin, belki de şimdiye dek yapamadığımız kadar “cesur” kararlar alıp, planlar yaparak kendimizi bulunduğumuz noktadan daha ileriye taşımanın zaman dilimidir aslında.
Daha çok kendimize , kişisel isteklerimize odaklandığımız ve “önce ben” demeye eğilimli bir sürecin de içinden geçiyoruz elbette; zira doğum haritalarımızda KOÇ burcunun söz sahibi olduğu alanlarda daha doğrudan kendimizi ifade etmeye çalışır, daha “ben” ya da “benim istediklerim” dediğimiz şeylerin peşine düşeriz. İkinci olmaya, gölgede kalmaya pek hevesli olmayız, o alandaki kararları kendimiz vermek ister, bunun için gerekirse de savaşmaktan ya da savunmaktan geri de durmayız. İşte 12 haneli doğum haritamızın bu alanında, KOÇ hanesinde doğacak yeniay. Bu yaşam alanımızda “kim için? ne için?” ve “ne uğruna?” mücadele ettiğimizi göreceğimiz gibi aynı zamanda bu evin konuları dahilinde cesaretimizi de sınayacak olaylar yaşayacağız diyebilirim. Her kişinin doğduğu andaki gökyüzü görünümü kişiye özeldir, eşsizdir ve biri diğerine benzemez. Ama anlaşılır olması için küçücük bir örnek vermek isterim. Diyelim ki bu yeniay sizin kariyer alanınızda gerçekleşti. Kariyeriniz ve toplumsal duruşunuz adına yeni bir takım gelişmeler olmak üzere olabilir, belki sizden kaynaklı, belki de iş ortamınızda oluşan durumlardan kaynaklı yeni bazı değişimler kapınıza kadar gelmiş olabilir. İşte “ben” deme cesaretini göstereceğiniz ve fakat yeniay yöneticisi Mars’ın 12. evinizde kaldığını da hesaba katarsak bu oluşan yeni durumlarda henüz netleşmeyen, gerçeklerden sizi uzaklaştıracak ve belki de gizli bazı düşmanlıklar ile mücadele etmenizi de zorunlu kılacak durumların tam ortasından geçerken bulabilirsiniz kendinizi. Dikkatli ve stratejik davranıyor olmanız o kadar önemli ki bu durumda….
Dediğim gibi her göksel olay herkesi aynı ölçüde ve şiddette etkilemez, herkes kendi payına düşeni kendi doğum haritasının kapasitesi ölçüsünde deneyimler. Ve fakat….
Bakın KOÇ burcunun astrolojik sembolüne, tıpkı bir kadının rahmine benzemiyor mu? Yepyeni yaşamın tohumlarını içerisinde büyüten ve vakti zamanı geldiğinde de ortaya çıkartan.
Her doğum KOÇ ile başlar doğanın kendi döngüsü içerisinde. Her taze başlangıç KOÇ ile ifade bulur. Bu yeniay uzun zamandır içimizde tuttuğumuz tohumların sürpriz doğumuna gebe olabileceği gibi yepyeni yaratımların da ilk tohumlarının atılması anlamına gelebilir. Bunun için de anın haritasına yoğunlaşalım dilerseniz ve bakalım bu yeni başlangıç tohumlarını atacağımız zemin ne kadar verimli, ne kadar başarılı olabiliriz bu ilk adımlarımızı atarken.
Anın haritasında yükselende yengeç burcu yer alıyor. Hassas ve duyarlıyız. Maddi ve manevi olarak “doymuş” hissetmeye dair açlığımız var. Duygusal olarak etkilenebilirlilik düzeyimiz çok yüksek, gün içinde ve hatta saatten saate değişen dalgalı haleti ruhiyemiz gerçekçi olmamızı zorlaştırabilecek gibi durmakta. YENİ AY ‘ın ödül ve cezaya dayalı sistemi bile daima bizi hazır olda bekleten, ettiğimizi biçtiren, gerçekçi ve sorumlu olanı seven, işin kolayına kaçanı, dürüst olmayanı inim inim inleten SATÜRN gezegeni ile sert bir açısı mevcut. Üstelik de Yeniay ile SATÜRN ‘ün orta noktası, Yeniayın dizpozitörü MARS ile birlikte çalışmakta. Ne demek bu ? İçinden geçtiğimiz süreçleri kontrol etmekte, sağlıklı karar vermekte, enerjilerimizi hedefe odaklı kullanmakta zorlanabiliriz. Karşılaştığımız engellerin ve beklememizi gerekeli kılan koşulların bizlerin sabır ve tahammül eşiğimizi zorlandığını (PLÜTON ve SATÜRN kavuşumu) söyleyebiliriz. değişim kapıda ama bizler kendimizi “alan savunması” konumunda tutuyor olabiliriz.
MARS gökyüzünde İKİZLER burcunda, kendi burcunda olmadığı içinde elbette gözümüzü MERKÜR’e çeviriyoruz. Neptün- Venüs- Merkür birlikteliği, bu üçlü dizpozitörü JÜPİTER’den muhalefette. Hız ve çevikliktir MARS ve keza İkizler burcu da bunu anlatır. Sabırsız, kararsız, ikircikli ve aklı, düşünceyi eyleme dökme yönünde bir enerji ortaya çıkartır. Hemen olsun aklımdakiler, düşündüklerimin peşine hemen geçeyim ister bu durumda kişi. Ancak Mars klasik astroloji kurallarına göre harita içinde AÇISIZ durumda yani 5 temel POTOLEMİK açıdan birini yapmıyor hiç bir gezegen ile. Bu durumda ne mi olur?
Olumlu anlamda Mars İkizler burcundaki enerjisi tek bir yöne kanalize edilir ki anın haritasında MARS 11. evde, 12. burçta durmakta. Yani sosyal çevre ve aynı amaç birliği ettiğimiz kişiler ile olan ilişkilerimizde, geleceğe dair umut ettiğimiz planlarımızda çalışıyor ama bir yönü ile bilinç altında yatan korku ve güvensizliklerimizi, kendi kendimize adeta düşmanmiş gibi çalışan bilinç altı kalıplarımızı tetikliyor. Hayatta kalma içgüdüsü (mars prensibi) de eklenince 12. ev sembolizmasına; gizli saklı ne varsa düşünce, fikir ve sözcük dağarcığımızda ayaklanmış durumdalar. Gizli bir nefret söylemi de ele geçirebilir bizi ve bunlar tetikleyebilir cesaretimizi “yürü be koçum kim tutar seni, bak o da sana zaten bunu yapmıştı, ne çabuk unuttun hakkında söylenenleri !” tuzakları demek istediğim. Açısız bir gezegen ki bu Mars olduğunda daha bir başına buyruk, daha bir cesur ve fakat mesnetsiz ve dayanağı olmayan eyleme kaymaya hazır durumda olabilir. Diğer gezegenler bu Mars’ın karşısında da değil, yanında da. Kontrolsüz güç güç müdür ? Değildir elbet 🙂 Bu yeniay ın bir de dolunayı olacak ilişkiler burcu TERAZİ’de 21 Nisan’da. Aman dikkat diyeyim 🙂
Anın haritasını incelerken bu haritanın Çanak Tip’e girdiğini ve fokal gezegenin de JÜPİTER olduğunu gördüm ve bir iki kelam da bundan bahsetmeden olmazdı. Çanak tip harita modelinde harita içinde gezegenler belli bir yarım kürede toplanırlar ve çanağın iki ucundaki gezegenler birbiri ile karşıt açı yapar, saat yönündeki en sonundaki gezegen ise FOKAL durumdadır yani enerjinin en çok vurgulandığı gezegendir. Bu haritada kendi burcunda YAY’da bulunan JÜPİTER fokal durumda, bir gezegene değil ama ilişkilerimize dair en önemli astroidlerden biri olan JUNO ile karşıt durumda. JÜPİTER eğer fokal durumda ise kişinin odaklanacağı ve dolayısı ile sınanacağı alan “inançları” ve “hayata olan güven duygusu” olacaktır. Haritanın dolu olan yarım küresindekileri, boş durumda olan alana aktarmak istiyoruz harita Çanak tipe girdiği için. Yani kim olduğumuz, neyin peşinde olduğumuz, maddi ve manevi değerlerimiz, yakın çevremiz, iletişim konuları, evimiz, yuvamız ve ailemiz, sosyal ilişkilerimiz çok önemli durumda, o alanlarda var olduğunu düşündüğümüz boşlukları doldurmak, eksikleri tamamlanmak niyetimiz. Ve fakat Jüpiter Fokal ve Merkür ile, Neptün ile, Venüs ile çok da uyumlu çalışmamakta onların dizpozitörü olmasına rağmen. Veto ediyor adeta onları, imkansızı elde edebileceğimizi düşünebilir, kendimizi aşan vaatler vermeye ve boyumuzdan büyük işleri üstlenmeye yatkın olabiliriz abartılı, hemen olsun diyerek eylemlere geçerek. Kör iyimserliğimiz veya şimdiye dek bir şey olmadı bundan sonra da olmaz diyen gamsız tavırlar, başkaları hakkında uçlarda dolaşan gerçekçi olmayan düşüncelerimiz; geleceğimize dair alacağımız kararlarda başımızı derde sokabilir. Jüpiter fokal durumda olduğunda çoğunlukla o an içinde bulunduğumuz gerçeklerden uzaklaşmak, abartılı davranmak söz konusudur. Hali hazırda ilgi bekleyen konularımızı görmezden gelerek, henüz olmayan şeylere dair hayal kurmak, ilgilenmemiz gereken somut alanlardan kaymak söz konusu olabilir. Doğmamış çocuğa don biçmek derler ya atalarımız 🙂 İşte onun gibi bir şeyden söz ediyorum. Şu an görüp ama bir şeyler yapmaktan vazgeçtiğimiz konularımıza odaklanmak, çözmemizi gereken problemleri ciddi ve gerçekçi şekilde çözmeden sanırım geleceğe dair umutların peşine düşmek pek bir sakil kalacaktır. Hayatımızın içinde asıl gerekli gerekli ayrıntıları görmekte, mantıklı, rasyonel düşünmekte zorlanabileceğimiz bu gökyüzü görünümleri altında her birimiz “an” da olan bitene dikkat kesilmeliyiz sanırım. Hazır Merkür retrosu bitmiş ve aynı derecelerden bu defa düz hareket ederken yeni baştan düşüncelere odaklanmak, fikirleri revize etmek en doğrusu olacaktır.
Mars İkizler burcunda Yeniay haritasında. Bunu bir tür hayatla mücadele ederken akılını, düşüncelerini, fikirlerini ortaya koyan “savaşçı” olarak görürsek eğer, elimizde olan mevcut durumlara “yeni” bazı güncellemeleri indirirken, -tıpkı cep telefonlarımıza yaptığımız gibi- yaptığımız hatalı bir güncelleme ya da güncellemeyip elimizde tutmaya çalıştığımız fonksiyonların bir anda tüm telefonu kilitlemesi gibi ; hayat da hiç istemediğimiz bir anda delete tuşuna bakarak yapamadıklarımızı bizim adımıza yapabilir. Ya da yanlışlıkla yaptığımız güncellemeler bize yeni bazı yükleri de beraberinde getirebilir hiç istemediğimiz halde.
Son olarak Balık burcundaki MERKÜR’ün Satürn ile yaklaşan sekstil açısını dikkatinize sunmak isterim ki Balığın o sezgisel, empatik, kabullenici ve evrensel prensipte çalışan enerjisini; Satürn Oğlak’ın gerçekçi, somut ve rasyonel enerjisi ile çaba göstererek (açı sekstil çünkü :)) harmanlayabiliriz. Geleceğe dair aldığımız kararlarımızda geçmişi ve geleceği aynı kulvarda ele alarak (Merkür Ay Düğümleri ile de uyumlu açıda) sabırlı, mantıklı, soğukkanlı, tarafsız ve gerçekçi davranabiliriz. Her birimize sürecin güzel başlangıçlar getirmesini dilerim. Unutmayın BAHARIYIZ KENDİ YARINLARIMIZIN; tıpkı yazımın başında büyük usta Nazım Hikmet’ten aldığım dizelerde yazdığı gibi…
Sevgi ve ışıkla…. Gökyüzü rehberimiz olsun….
Hülya DEĞER Dip. ASA
2 Nisan 2019, İstanbul