
8. ayın, 8. gününde, bu Pazar günü ASLAN burcunun 16. derecesinde yeniayın doğumuna tanıklık edeceğiz. Öğleden sonra gerçekleşecek YENİAY haritasının yükseleninde hem iç hem dış dünyamızda olabildiğince genişlemek, büyümek ve koyduğumuz uzak-yakın tüm hedeflere ulaşmak adına güçlü motivasyonlarla öne atılabileceğimizi anlatan YAY burcu var. Üstelik Yükseleni yöneten Jüpiter’in, yükselene verdiği olumlu destek; Aslan burcundaki MERKÜR’ün yine yükselene verdiği akıcı üçgen açı bizlere düşündüğümüz, planladığımız her şeyin gerçekleşebileceğine olan inancımızı arttırırken; pek çok şeyin imkan dahilinde olduğunu düşündürecek. Ve fakat ayrı ayrı yükselenle iyi ilişki kuran MERKÜR-JÜPİTER ikilisinin kendi arasındaki sürtüşmesi abartıya, kontrolsüz iletişimin yaratabileceği sıkıntılara, düşüncelerimizde ve söylemlerimizde gerçeklerden uzaklaştıran abartılı iyimserliğe, fanatizme, ukalalığa ya da gereksiz, işlevsiz bilgi kirliliğine, her duyduğumuza inanacak kadar safdilliğe (Merkür-Neptün 150’liği), kanma ve kandırlımaya, arkadan dönene sinsiliklere neden olabilir. İçerisinden geçtiğimiz süreçlerde en ufak bir sözü kişisel algılayarak verilecek kontrolsüz tepkiler ise “olan” işi “olmaz” noktasına taşıyabilir.
ATEŞ elementindeki göksel olaylar, yeniaylar, dolunaylar ya da tutulumlar, gezegen geçişleri BİLİNÇLERİ,BENLİKLERİ daha cesur, daha kararlı ve daha aktif hale getirirler zira bu ATEŞ elementinin doğasındandır. Ertelenen girişimler ivme kazanır, verilemeyen kararlar daha bi sıkıştırmaya başlayıp karara, eyleme iter insanı. Cesaret damarlarda dalga dalga gezerken, yüreğe yol bulup akar ve daha bi aktif, girişken, cesur olur insanoğlu. Dürtüler yoğunlaşır ve çoğu zaman, risk almak isteği eşlik eder.
ASLAN burcu ise ATEŞ elementinin SABİT bir burcu olarak, GÜNEŞ’in hakimiyeti altında bir burç olarak cesareti, özgüveni, yaratıcı yetenekleri ifade ederken gölge yönü ile gurur ve kibrin eşlik ettiği ego merkezli tutum ve davranışları anlatır. ASLAN burcundaki GÜNEŞ güçlüdür ama AY incelikten yoksundur. Bencil düşünceleri, ego merkezli talepleri eğer duygusal olgunluğa erişmemiş ise daha bi çekilmez duruma getirebilir kişiyi. AY ve GÜNEŞ’in yek vücut olduğu Yeniay zamanları ise bilinçli ve bilinçsiz tepkiler, istekler, arzu ve ihtiyaçlar iç içe geçer. Bir tohumun atılma zamanıdır ama henüz her şey karanlıktadır, ektiğimiz tohumdan “emin” olmamız önemli bu noktada. Rüzgar ekip fırtına da biçebiliriz eğer ne yaptığımızın farkında değilsek. Dolduruşa gelip, bizim olmayana “bizim” gibi sahip çıkıp başımıza iş de açabiliriz. Bu bir fikir de olur, bir karar da olur ya da aslında bize ait olmayan ama bizimmiş gibi dertlendiğimiz bir durum da. (venüs- neptün karşıtlığı özellikle ilişkilere, maddi konularda dikkat…)
2020 yılı başında aktifleşen, yaklaşık 1 aydır kendini tekrarlayan ve yıl sonu itibariyle etkisini azaltarak kaybedecek olan bir göksel kombinasyon vardı : SATÜRN-URANÜS karesi. Sabit burçlarda yerleşen bu iki gezegenin birbiri ile dik açısı, 2020 yılını hepimiz için kişisel tarihlerimize “zor ve stresli, yeni ve beklenmedik, öngörülmesi zor olaylarla dolu, ekonomik ve sosyal anlamda sıkışık bir yıl” olarak not düşürdü. Süregelen düzenlerimiz, iş ve sosyal yaşamımız, hayatımızdaki yapı ve kurallar; ani, beklenmedik ve sarsıcı bir şekilde değişti, değişmeye de devam ediyor. Yeni ile eskinin savaşını anlatan, işlevselliğini kaybetmiş ve geçerliliği çoktan dolmuş konu başlıklarımız teker teker hayatlarımızdan çekildi ki yenilere ve en insani olana, en gerekliye yer açılsın. Sorunlu evlilikler, ilişkiler bitti bazen; bazen de kaderimizde olmayan ama ısrarla hayatımızda tutmaya israr ettiklerimiz bitti. İşlerimiz son buldu belki de ya da oturduğumuz evlerden çıktık yenilerinde yeni yaşamlar kurmak üzere. Sosyal anlamda da sıkıştık, bir yandan pandemi ve onun yaşattığı ağır yükler, hayatta kalma mücadelemiz önce sağlık diyerek ama ardından da gelecek endişesinin eşlik ettiği işimiz, aşımız, rızkımız ve geçim derdimiz…Şu günler ise doğa ile sınavımız. Cayır cayır yanan ormanlar ve onun içinde yaşayan topraktaki solucandan, gökte uçan kuşa kadar canlıların yok oluşu burktu yüreklerimizi. Sellerle, irili ufaklı sarsıntılar ile doğa da sanki bizlere mesaj iletiyordu; “silkinin ve kendinize gelin dercesine”
Satürn Uranüs ikilisini önemsedim bir astrolog olarak yıl boyunca, zira bu hayatlarımızın asla eskisi gibi olmayacağının göksel ifadesiydi. Şimdi yeniden yazıyorum uzun uzun zira bu pazar gerçekleşecek Yeniay tam da bu anlattığım görünümü tetikleyecek yani tekrar aktif hale getirecek. Bitmeyen hesapların kapanışı, atılmayan adımların istesek de istemesek de, hazır olsak da olmasak da atılması gerekliliği, alınması belki de zor denebilecek kararların alınmasının gerekliliğini anlatıyor gökyüzü.
Bu sert açının aktive olması isyankar, özgürlükçü ve yaşamın son zamanlarda yüklediği tüm yükleri boşaltma isteğimizin eşlik ettiği sabırsız duygularımızı gözler önüne serecektir. Her şeyden uzaklaşmak, kurtulmak, adil, insanca, medeni bir şekilde yaşam arzusu bizleri daha da bir sabırsız, öfkeli hale getirebilir.
Bu noktada tepkilerimizin çok farkında olmamız, ne istediğimizi biliyor olmamız ve sağdan soldan aslında “bizim olmayan” ama ” sorgulamadan, araştırmadan sanki bizimmiş, kendimizinmiş” gibi sahip çıktığımız düşüncelere, eylemlere karşı uyanık olmak zorundayız. Sabırlı olmakta çok zorlanacağımız bir dönem diyebilirim içinden geçtiğimiz süreçler için. “kral çıplak” diye bağırmak istiyoruz belki de gördüğümüz, yaşadığımız olaylar karşında. Ama ne olursa olsun mantıklı tepkiler vermek noktasında BAŞAK burcundaki MARS enerjisinin en aydınlık tarafını aktive etmek zorundayız yani dikkatli, titiz, özenli, belli-somut ve gerçekçi bir amaca odaklı hareket…Akıllıca verilen kararlar…Kontrollü tepkiler…Enerji ve kaynaklarımızı boşa harcamayacak kadar planlı aksiyonlar…. Yapabilir miyiz? Bence ne kadar sağ duyulu ve mantıklı hareket ediyor oluşumuza bağlı bunun cevabı.
Merkür- Satürn orta noktasına düşen Yeniay derecesi, net ve somut gerçekler ile yol almamız gerekliliğini, yaşanan pek çok stresli durumdan etkileme derecemizin yüksek olmasına rağmen basit ve son derece sade, gereksiz yüklerden arınmış olarak belki başlangıçta adım adım, yavaş yavaş ama nihayetinde hayatımızda çok anlamlı, en gerekli, en ihtiyacımız olan adımları atmamız gerektiğini söylüyor bizlere…Yere ki her şeyi kişisel olarak algılayarak yaşanan olayları “ego”muza yapılmış bir tehdit olarak görmeyelim, olur olmaz, bilir bilmez her konuda gereksiz tepkiselliğimizi, kontrolsüz öfkemizi, sabırsızlığımızı hem kendimize hem etrafımızdakilere yansıtmayalım.
Evet zor günlerden geçiyoruz….Evet ateşler düştüğü yeri yakıyor cayır cayır ama o ateş sadece düştüğü yeri değil; çıktığı yeri de yakacak elbet… ASLAN burcu demek hayata ve kendine olan GÜVEN demektir, eğer şu günlerde yaşam bizi çeşitli zorluklarla sınıyorsa, kendimizi adeta boşlukta, bir uçurumun kenarında gibi hissediyorsak, ayağımızın altından halılar çekiliyorsa birer birer yine de hayata GÜVEN duymak zorundayız, zira bizi Yaratan o büyük enerji; Tanrı, ya bizi yakalayacak o boşluğun kenarından ya da uçmayı öğretecek kendi kanatlarımızla…
Aslan yeniayı her şeye rağmen yaşam enerjinizi yükseltsin dilerim ki ve hayatınızda en ihtiyacınız olan yere tüm haşmeti ile büyüyecek tohumlar ekilmesine vesile olsun…
Sevgi ve ışıkla gökyüzü rehberimiz olsun...
Hülya DEĞER Dip.ASA
5.8.2021, Eskişehir