
Yaşamı, her birimizin tek tek görünsek de aslında birlikte oynadığımız bir oyun alanı olarak tanımlamak sanırım yanlış olmaz. Bedenlenmiş ruhlar olarak bizlerin bu yaşamda bulunuyor olması hem hayattan keyif ve mutluluk almak, hem birbirimize güzel ve mutluluk veren deneyimler yaşamak- yaşatmak, bizi Yaratan’ın “ bizi yaratma gayesi” nin farkında olarak içimizdeki “Ondan olan ışığı” parlatmak olduğunu düşünüyorum.
Her ruhun bir bedende can bulmasının özel bir nedeni var zira bizler madde boyutunda ve bu boyuttaki deneyimler yolu ile ruhumuzu yükseltip, asıl kaynağa ancak bu noktada ulaşabiliyoruz. Bu zaman diliminde bir araya gelmiş, beden elbisesi giymiş olan her birimiz, farkında olalım ya da olmayalım aslında büyük bir kozmik oyunun içindeyiz, bu oyunun ise evrensel kanunlar ile belirlenmiş kuralları var (dinlerden, cinsiyetten, coğrafyalardan bağımsız bu kurallar) ve oyunun içinde oyuncular olarak her birimiz bir bütünün parçaları olarak bu oyunda çeşitli roller üstleniyoruz. Amacımız bu hayatın oyuncuları olarak “varoluş planına en uygun deneyimleri yaşamak” “ her ne üzerine yaratılmış isek, onu olmak” Yani aslımıza, ruhumuzun özüne inip oradan kendi bireysel yükselişimizi gerçekleştirmek. Elbette oyunun oyuncuları olarak da; bu oyunun evrensel kurallarını da bilmek, oyunu bu kurallara göre oynamak çok önemli eğer oyundan keyif almak istiyorsak.
Bu oyun bazı dönemlerde bizim için oyun olmaktan çıkıp bir tür eziyet halini alabiliyor. Ruhumuzun gerçek ihtiyaçlarından uzaklaştığımız, aslımıza- özümüze ihanet içinde olduğumuz, Yaratıcı kaynağımızdan koptuğumuz ve bağımızı kaybettiğimiz için oluyor çoğu zaman bunlar ama ne yazık ki “nefs” ya da “ ego” dediğimiz tuzaklara düşüyoruz aslında. Böyle dönemlerden hepimiz illa ki geçmişizdir, her şeyi bilen özümüz, ruhumuz bize “hatırlatmalar” yapsa da kulaklar sağır, gözler kördür böyle zamanlarda. Kayıp deriz adına, yokluk deriz, çaresizlik ya da üzüntü kaynağı deriz yaşanan, olan bitenlere. Ancak içimizdeki kutsal ruh, yaşam ateşi, bizi yaratanın kendinden bize koyduğu minik bir parça vardır ki tüm bu saydığım olumsuz deneyimlerin tamamından azadedir, her bir denyimin altındaki “neden- sonuç” mekanizmasını bilir ve asla paniğe kapılmaz, umutsuzluğa düşmez, üzüntüyü ve sevinci; mutluluğu ve mutsuzluğu birer “hal” olarak alıp hiçbir duygunun yapışıp kalmasına, özü kirletmesine, bulandırmasına izin vermez.
Gelelim 8.8 enerjisi ya da açılan ASLAN KAPISINA. Aslan kapısı enerjisi içimizdeki ilahi, tanrısal özü uyandırmak, ışığımızı parlatmak için güzel zamanlardır. Numerolojik olarak 8 enerjisi; SAMSARA yani doğum ve ölüm arasındaki yaşam tekerliğini ifade eder. VAROLUŞ yeterince ızdıraplıdır (ruhun madde çarmıhına girmesi, deneyim sahasına katılması) ve fakat her ölüm ise yeni bir başlangıçtır. VAROLUŞ kendi aydınlığına işte bu madde planında olacaktır. “Ölen tendir, canlar ölesi değil “ Yunus Emre’nin dediği gibi. 8 sayısı, sonsuz doğum ve ölüm döngüsünü simgeleyen iki ana konudan oluşur; “Bir” tarafından yaratılan her şey dönüştürülür, yok edilir ve tekrar farklı biçimde yeniden yaratılır. Ölüm de doğum da bu oyunun bizler için başlangıç ve bitiş noktası da değildir aslında eğer farkında olarak oynuyorsak bu oyunu.
İşte 8.8 kapısı ise yaratım adına en güçlü enerji potansiyellerini içerisinde barındıran özel bir gündür. Kim olduğumuzun farkına varmak, özümüze giden yolu kaybettik ise onu yeniden bulmaya başlamak, bizi Yaratan’a , oyun bahçesi olarak bu yaşama alana, teşekkürlerimizi, şükür duygularımızı sunmak, kalbimizle hizalanmak, özümüzden gelen yaratıcı enerjiyi onurlandırmak için şahane bir gün bugün.
Astrolojik olarak da yine çok özel bir gün bugün zira öğleden sonra ASLAN BURCUNDA Yepyeni bir ay doğacak. Yeniaya dair yazımı ise buraya tıklayarak 8 AĞUSTOS 2021 ASLAN BURCUNDA YENİAY : KRAL ÇIPLAK okuyabilirsiniz.
Ruhumuzun sesini açıp, kalbimizi o kalbi yaratan ile hizalandırdığımız, yaşanan her tür zorluk ve sınavın altından başarı ile kalkacağımız inancını diri tutuğumuz bir dönem olmasını dilerim. Açın ruhunuzun sesini ve duymaya çalışın nerde onunla bağınızı kaybettiniz? Eğer içinizi sıkan, olumsuz duygular hissetmenize neden olan cevaplar alıyorsanız da bu ruhunuzdan değil, egodan geliyordur aman dikkatli olun, kim sizinle konuşuyor? Kim size oyunu zindan ediyor?
Sevgi ve ışıkla gökyüzü rehberimiz olsun,
Hülya DEĞER Dip.ASA