KİMİM BEN? NE İSTİYORUM? KİRON KOÇ BURCUNDA 18 NİSAN 2018- 14 NİSAN 2027

 

koç dolunayıBelli bir noktaya ulaştığında, acı kendi ilacı haline gelir.

H. BLAVATSKY, Doğunun Mücevherleri.

 

Astrolojide “yaralı şifacı” deyince ilk akla gelen CHİRON’dur. Mitolojik hikayesinden kaynaklanır biraz da yaralı şifacı olma durumu. Hem yarayı, hem o yaranın içindeki şifayı aynı anda anlatır tıpkı mitolojisinde olduğu gibi. CHİRON’un bir doğum haritasında bulunduğu burç ve yerleştiği ev konumu kişinin yaşadığı acıları ve bunların gölgesinin o kişiyi neredeyse bir yaşam boyu adım adım takip ettiği yerleşimdir. Elbette ki bu gölgeler sonsuza dek karanlıkta kalmaz, bazen bir kişi bazen bir olay bazen de kişinin kendisi o yarayı kaşır; kabuklarını kaldırır, kanatır ve yüzleştirir. Aydınlığa çıkmayacak hiçbir yara, iyileşmeyecek hiç bir dert yoktur aslında değil mi? Yeter ki gerekli çabayı, farkındalığı ve de yüzleşme cesaretini bulalım, kaçak dövüşmeyelim hem kendimizle hem de yaşamla.

Chiron’un yörüngesi ise fiziksel realitemizi temsil eden Satürn ile farkındalık, aydınlanma ve özgürlüğü temsil eden Uranüs arasındadır ve bu iki gezegen arasında sanki bir köprü görevi görür. Bu yönü ile Satürn’den aldığı enerjiyi Uranüs’e taşır gibidir. Chiron ‘un yaraları da işte bu iki gezegenin etkileri, açığa çıkardıkları arasında sıkışıp kalmaktan ileri gelir çoğunlukla. Bireyselliğimiz, özgün kimliğimiz ve bizi biz yapan değer ve beklentilerimiz ile toplumun bize dayattıkları, bizden bekledikleri ve sorumluluklarımızın, fiziksel realitemizin elimizi kolumuzu bağlaması arasındaki sert gerilimlerdir yaşanan ızdırabın nedeni.

Satürn zamandır, bilinç sınırlarıdır, dünyadır, gerçekliktir, korkulardır ve bedendir. Uranüs ise özgürleşmedir, sarsılarak ya da baş kaldırarak özgürleşmedir, evrensel akıldır, katı düşünce formlarından özgürleşerek ilahi bir akılla bir olmaktır. İnsanız ve  ruhumuzun bedene bağlanması sonucunda tekamül edebilmek için madde formunun ve zamanın içine hapsolmuş, bedenle sınırlanmışızdır. İşte bu Satürn prensibidir.

Uranüs ise sınırların kalkması ve duvarların yıkılması gibidir. Ani şoklar ile gerçekleşen ön yargıların yıkılmasını ve öngörülemez olayları temsil eder ve insanız ve doğamız gereği bu oldukça zor ve korkulan bir durumdur, bu yüzden Chiron’un olduğu evde korkularımız da gizlidir. Satürn olduğu ev kadar açık değildir bu korkular fakat onlardan daha güçlüdür çünkü kişi başına gelene kadar bu korkusunun farkında değildir ve göremez bu yüzden kaçamaz ve herkes bu tuzağa bir şekilde yakalanır , genelde de en sevdiklerimiz, en savunmasız olduklarımız tarafından bu tuzaklara yakalanırız. Kimizi annesi ile kimimiz çocuğu ile kimimiz ise sevdiceği ile yaralanır.

Doğum haritasında güçlü yerleşimde olan bir KİRON kişinin bireyselleşmesi yolundaki çatışmalarını da anlatır. Toplumun, ailenin ve grupların koşulları, beklentileri karşısında keni BEN’ini oluşturma dürtüsüdür. Daha çok Uranüsyen çalışır bu noktada. Kişi bireyselliğinin ve farkındalığının ölçüsünde yaralarından özgürleşir. Ancak harita içinde sert açılar altında ve Retro konumda olduğunda CHİRON, kişinin bu yaralayıcı deneyimleri biraz daha geç idrak etmesi, biraz daha zorlanıp defalarca davanış tekrarlarına düşmesi söz konusu olabilir. Bu da KİRON’un daha çok Satrünyen yönüdür işte.

Chiron’un elips şeklindeki yörüngesi yüzünden her burçta kalış süresi farklıdır, ancak ortalama bir burçta 5- 7 yıl arasında kaldığı gözlemlenmiştir. Zodyak burçlar kuşağının tamamını dolaşması ise yaklaşık 50 yıl alır. Balık burcunda yaklaşık 7 yıl kaldı, şimdi KOÇ burcunda neredeyse 9 yıl kadar kalacak.

CHİRON doğum haritamızda nerede ise orada doğuştan aldığımız yaralara sahibizdir ve bu bir nevi yaşam içinde denenmelerimizin, imtihanlarımızın da kapısıdır. Yerleştiği yaşam alanında, diğer gezegenlerle yaptığı açılarla bu imtihanlardan nasıl sonuç alacağımızı, ne yapmamız gerektiğini rahatlıkla görebiliriz. Kapı dedim ya, aslında bu kapıyı açacak anahtar da KİRON’un kendi içerisindedir. Bakın astrolojik sembolüne, tıpkı bir anahtara benzemiyor mu sizce de?

chiron-and-key (1)

Hepimizin doğum haritasında KİRON var ve her birimizin bazen kendimizin sebep olduğu bazen  doğuştan getirdiğimiz, bazen de en yakınlarımızın bizde açtığı yarası vardır. Ancak şu da bir gerçektir ki “hiçbir yara sonsuza dek sürmez” çünkü farkındalıkla o yarayı gün ışığına çıkartıp yüzleştiğimizde o yara kendi şifasını da içinde taşır, yara şifa olur, bir başkasında can bulur. Kişi kendine şifa olamadığı konuda bir başkasına olur, şifa aynadan yansır gibi diğer kişilerden yansır ve yine kişinin kendisini bulur. Yani her yaptığımız yardım bize döner aslında. Birine dokunduğumuzda kendimize de dokunuruz aynı zamanda. Her şifa sonucu da ruh özgürleşir, deneyimin içinden alması gerekeni alır, hem kendine hem de başkasına yardım eder, şifa verir ki bir çok şifacının doğum haritasında CHİRON çok güçlü yerleşimdedir.

CHİRON ile ilgili daha detaylı bilgileri geçmiş yıllarda yazdığım şu makaleden okuyabilirsiniz.

YARALIYIM…YARALISIN…YARALI…

CHİRON KOÇ BURCUNDA NE ANLATIYOR?

Gelelim 18 Nisan 2018 tarihinde gerçekleşecek olan KİRON’un KOÇ burcundaki transit etkilerine. Balık burcunda bulunuyordu KİRON 2011 yılından bu yana. 18 Nisan 2018- 14 Nisan 2027 yılları arasında artık KOÇ burcunun enerjisi ile hareket edecek. Bu süreçte kısa bir süreliğine retro yaparak 26 Eylül 2018- 18 Şubat 2019 da tekrar Balık burcunda girecek ama 2019 yılının 2. ayından itibaren artık 7 yıllık KOÇ süreci tam anlamı ile başlamış olacak.

CHİRON’un zodyağın son burcu BALIK’dan ilk burcu olan KOÇ’a girmesi önemli bir durum aslında. Kolektif bir burçtan, bireysel bir burca giriyor olması başta doğum haritalarında Kiron’u Koç burcunda olanları etkileyecek elbette ama diğer kişiler açısından da bireysel düzlemde yaşanabilecek çeşitli düzeylerde sorunlara, kimlik bunalımlarına da işaret edebilir. Kiron Balık burcundayken 2011 yılından bu yana koşulsuz teslimiyet, karşılıksız ve beklentisiz sevgi, merhamet temaları baskın durumdaydı. Kolektif bir şifa söz konusuydu. Bütünün içerisinden alıyorduk bir anlamda şifayı ama şimdi bireyselliğin oldukça vurgu kazandığı bir burç olan KOÇ’ta tek tek her birimizin kendi yarasının içinden kendi şifasını bulması gereken günlere doğru geçiş yapıyoruz. Önce kendimizi iyi edeceğiz, önce kendimizin ne istediğini bulacağız ve bunu elde etmek için de önce kendi zayıflıklarımız ile yüzleşip, çareler arayacağız.

1 Nisan 1968- 19 Ekim 1968

30 Ocak 1969- 28 Mayıs 1976

11 Ekim 1976- 28 Mart 1977

yılları arasında doğmuş iseniz doğum haritanızda CHİRON Koç burcunda ve bu ilerleyen 9 yıllık süreçte derecesine bağlı olarak CHİRON- CHİRON kavuşumu yaşayacaksınız ki bu insan yaşamında oldukça önemli bir döngüdür. O zamana dek alınan yaraların, yaşanan deneyimlerin içinden gereken derslerin dönüştürücü, geliştirici etkisi ortaya çıkar. Bu doğum haritanızdaki KİRON’un durumuna bağlı olarak ani, şok edici ama aynı zamanda da aydınlatan bir olay yolu ile gelebilir. O zamana dek çözülmeyen bir durum, çare bulunamayan bir sorun belki zorlayıcı da olsa yeniden gündeme gelebilir ama bu defa daha net algılayabilir, durumu daha farkındalıkla çözebilir en azından yönetebilir duruma gelebilirsiniz.

CHİRON KOÇ burcunda olduğunda yaşattığı temel sorun “kimlik bunalımı” dır. Kimim ben? Ne istiyorum? Nasıl bir yaşamı arzu ediyorum ve ne kadarını yapabiliyorum? Yaşamın içerisinde kendimi ve cesaretimi nasıl gösteriyorum? (Gösterebiliyor muyum?) Koç burcunun öncü enerjisi, eylem odaklı ve “fethetme” dürtüsü, önce “ben” ve “benim isteklerim” diyen daha içgüdüsel yanı CHİRON’un KOÇ burcu yerleşimi ile bir düzeyde baskılanır, daha da bir içgüdüsel hale gelir. Kişinin dışarıda güçlü bir imaj çizerken aslında dokunsan yıkılacak türden bir güvensizliği de vardır ironik olarak.

Kiron Koç burcunda olan kişiler genelde kendi haklarını aramada, kendi için harekete geçmesi gereken konularda harekete geçmekte, ne istediğini ve niye onu istediğini bilmekte zorlanabilirler. Kendi hakkını savunma konusunda zayıf kalabilirler. Güçlü görünme isteği hat safhadadır ama bu gerçek anlamda “güçlü olmak” olmayabilir elbette. Çünkü güçlü görünmek ile güçlü olmak arasında dağlar kadar fark vardır. KİRON’un KOÇ burcundaki geçiş süreci her birimize bu ikisi arasındaki farkı fark ettirecek diyebilirim aslında.

Güçlü görünmek dışsal etiketlere, mevki, makam ve statü ile ilgilidir ama güçlü olmak içsel bir varoluş biçimidir. Güçlü görünmeye çalışan kişi sürekli göz önünde olmaya, cesur ve öz güvenli bir duruş sergilemeye çaba harcar. Bunu yaparken de eleştirilere hassastır, sesini yükseltir örneğin engellendiğinde, bağırır çağırır ve bir tür “savaş” verir kendini kabul ettirmek için. Zayıf görünme endişesi ve sahip olduklarını kaybetmek korkusu onu motive eder. Sürekli yaşamla bir savaş hali vardır. Ama güçlü olan kişi içsel huzurun ve dinginliğin peşindedir ve sessizdir. Sessizliğin içinde kendini, yeteneklerini, limitlerini ve bu limitlerin içinde ne yapacağını çok iyi bilir ve o güç onun gerçek doğasından geldiği için herhangi bir etikete ve ünvana, dışsal kabuklara ihtiyacı yoktur. “kendini ve kim olduğunu bilir” geçekten güçlü olan kişi. Bu bilme halinden gelen teslimiyet ve huzuru kendi içinde yakaladığı için de hiçbir yaralayıcı deneyim uzun süre bu kişiyi ele geçiremez, durum ve kişilerle savaşmaya, sesini yükseltip bağırıp çağırmaya ihtiyacı olmaz.

CHİRON’un KOÇ burcundaki anahtar kelimesi “benlik duygusudur” Her birimiz ve özellikle doğum haritalarında KOÇ burcunun yaşam bulduğu alanlarda çeşitli düzeylerde kimlik bunalımları, cesareti sınayacak durumlar, öz güven sorunları ile karşı karşıya kalabiliriz ve fakat unutmayalım ki CHİRON kendimiz için de yapabileceğimiz bir şeyler olabileceğini de gösterecek bu süreçte bizlere, yeter ki sağlıklı bir kimlik bilinci içinde olalım. Kendimiz için yapamadığımız liderliği ve atılımı başka insanlara yol göstererek, onlara liderlik ederek “koçluk” yaparak belki de en olumlu şekli ile kullanabiliriz.

Chiron’un açtığı yaralar, yaşattığı  kalp kırıklıkları, yürek sancıları yaşamın en değerli bilgilerinin içeri sızmasını sağlayan kapılardır aslında bunu lütfen unutmayalım her ne yaşarsak bu süreçte. KOÇ burcundaki geçiş yapacağı yıllar kendimizi, kişiliğimizi, kimlik yani “ben”lik duygumuzun yaralanabileceği ama en çok da şifalanabileceği bir süreç olacak hiç kuşkusuz. Her birimiz zayıf, çaresiz ve belki de savunmasız yanlarımızı en derinlerimizde yaşıyoruz ya işte onlar biraz daha görünür hale gelebilir. Kimse hayat tarafından incitilmeyecek kadar güçlü ve kusursuz olamaz öyle değil mi? Hiç canı acımayan, ruhu  yanmayan  bir insan olur mu? Karşılaştınız mı hiç böyle biri ile?

CHİRON KOÇ süreci, kendimize acımanın, acılardan beslenmenin, yaralı bir hayvanın içgüdüselliği ile başkalarını inciterek, saldırarak kendimizi savunacağımız bir dönem olmasın. Tüm bu dediklerim bizi bu düştüğümüz davranış tekrarlarından  kurtarmayacak unutmayalım ki. Şifa bulmak, özgürleşmek için yapabileceğimiz tek şey, ne yaşarsak yaşayalım açık, apaçık bir kalple yolumuza devam edebilecek kadar cesur ve başka insanlara, tüm canlılara hizmet etmekten vazgeçmeyecek kadar sevgi dolu olmaktır.

Ve elbette ki yaşadığımız acıların, sıkıntıların ruhumuzda derin izler bırakmasına izin vermemeyi tercih etmek zorundayız, çünkü hiçbir acı sonsuz dek aynı şiddette devam etmez. Zaten yazımın başında kullandığım BLAVATSKY’nin şu sözünü aklımızda tutalım: “belli bir noktaya geldiğinde, acı kendi ilacı olacaktır” İçinden kendimiz bulacağız o şifayı, kendimiz yüzleşeceğiz cesurca ve kendimiz kendimize ilaç olacağız öncelikle.

 

Aramızdan bazılarımız var ki acılarını birer madalya olarak göğsünde taşır ve hep orada çektiği eziyetin, sıkıntının nişanesi olsun ister. Buradan beslenip, acılara tutunup var olmayı tercih eder ki sanırım insanın kendi kendine yapacağı en büyük zulüm de budur. Kimliğimizi, kişiliğimizi de kendi elimizle baltalamanın de tipik örneğidir ayrıca bu.

Acılarımız değerlidir ama onu şifalandırıp, dönüştürmedikçe de acılar bizi kendi yörüngesinde tutup, yaşamda güvenle ilerlememizi engellemeye başlar. Mutluluk, huzur ve doyumlu yaşam acıların yörüngesinden çıkmaktır, acı çekmemeyi tercih etmektir birazda.

Dilerim ki KOÇ burcunda 2027 yılına dek kalacak CHİRON her birimizin en temel, en içgüdüsel ve en insani yaralarını şifalandırsın, kendimizin ve yeteneklerimizin

Cesaret ve umutla güzel günlere, gökyüzü rehberimiz olsun…

Hülya DEĞER  Dip. ASA

.

KİMİM BEN? NE İSTİYORUM? KİRON KOÇ BURCUNDA 18 NİSAN 2018- 14 NİSAN 2027” üzerine 5 yorum

  1. Geri bildirim: KİMİM BEN? NE İSTİYORUM? KİRON KOÇ BURCUNDA 18 NİSAN 2018- 14 NİSAN 2027 — ASTROLOJİNİN REHBERLİĞİ | tabletkitabesi

  2. Geri bildirim: 5 Haziran YAY BURCUNDA AY TUTULMASI: HAYALLER SUYA DÜŞÜNCE… – ASTROLOJİNİN REHBERLİĞİ

  3. Geri bildirim: 1 EKİM KOÇ BURCUNDA DOLUNAY: ÖFKEN KÖR ETMESİN SENİ SAKIN – ASTROLOJİNİN REHBERLİĞİ

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s